ALEVİLİK AÇILIMINDA YENİ BİR SAYFA
OCAKLAR
ALEVİLİK AÇILIMINDA YENİ BİR SAYFA
Hükümet yıllar sonra rafa kaldırdığı Alevilik açılımını yeniden gündeme taşıdı.
Geçtiğimiz günlerde Şahkulu Sultan Dergahı’nda Sayın Cumhurbaşkanının bizzat ağzından birtakım düzenlemeler gündeme geldi.
Buna göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak olan “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” Cemevi hizmetlerinin eğitim, kültür, altyapı sorunlarıyla ilgilenecek; Talep eden cemevlerine görevli Dede istihdam edebilecek.
Ayrıca, cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yer sorunları bu birim tarafından çözüme kavuşturulacak.
Alevi camiada kimi çevreler tarafından ihtiyatla karşılanan devletin bu adımı, önemli bir kesim tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
Bu kesime göre, devletin bu yaklaşımı çok geç kalınmış reform niteliğinde bir adımdır ve takdire şayandır.
Nitekim Şahkulu Sultan Dergahı ve Cemevi Başkanı Beyzade Özkahraman’ın ifadesiyle; Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Cumhurbaşkanının dergahı ziyaret etmesi çok manidardır. Bu vesileyle onlarca yıldır çözüm bekleyen sorunlar masaya yatırılıp tartışılabilecektir.
Geçtiğimiz zaman dilimleri ve yaşadığımız acı tecrübeler de göstermiştir ki sorunları ötelemekle veya görmezden gelerek çözüme ulaşılmıyor.
Aksine sorunlar daha karmaşık hale gelip yumak yumak önümüze geliveriyor.
Sorun yumakları ile boğuşan bir ülke görüntüsü elbette dosta gam düşmana sürur verir.
Nitekim millet olarak bizi yumuşak karnımızdan vurmak isteyen hainler, bu sorunları da malzeme yaparak insanımızı mezhepsel ve etnik farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeye çalışmıştır.
Şükürler olsun ki bu oyunlara gelmeyen insanımız, aklıselim ve basiretiyle bu tuzakları hep boşa çıkarmıştır.
Bize göre de devletin bu adımı, bu tür tuzakları boşa çıkaracak ve bu konuyu malzeme olarak kullanacak art niyetlilerin hevesini kursağında bırakacak önemli bir adımdır.
Elbette üzerinde tartışılabilir. Neticede bu proje, üzerinde yıllardır tartışılan bir sürecin bugün itibariyle geldiği noktadır.
Eskilerin tabiriyle, bir şeyin tamamı elde edilemiyorsa bile onun parçasından vazgeçilmez.
Devletine sadık bir topluluk devletinden kendisine uzanan eli havada bırakmaz.
Bazı mahfillerde yıllardır dile getirilen, “devlet bizi tanımıyor...” benzeri ifadeler, Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat dergahı teşrifleriyle artık geride kalmıştır.
Tam da Hünkar’ın “72 millete aynı gözle bakmak” felsefesiyle örtüşen, “85 milyon insanımızın her bir ferdi devletimizin birinci sınıf vatandaşıdır...” sözleri takdire şayandır.
Gün, siyasi mülahazalarla kavga etme günü değildir.
Gün, ortak değerler etrafında kenetlenerek farklılıklarımızla bir arada yaşama günüdür.
Gün, karşıdakini kendimize benzetme sevdasından vazgeçip olduğu konumda kabul ederek haklarını iade etme günüdür.
Gün, size bir adım atana iki adım atarak samimiyetle anlama ve anlaşma günüdür.
Gün, kazan-kazan formülüyle devletimizin bekası ve milletimizin yüksek menfaatleri için hak eksenli bir yola girme günüdür.
Sözün özü, artık milli güvenlik ve beka sorunu hale gelen bir sorunu, sorun olmaktan çıkarıp siyaset üstü bir yaklaşımla ele almak zarureti hasıl olmuştur.
Cemevlerini kendi ideolojik emellerine alet etmek isteyenlere inat, kadim geleneğimizin gönül bahçeleri ve irfan yuvaları olarak görmek isteyenlere güzel bir yol açılmıştır.
Temennim odur ki gönül kalsın ama yol kalmasın.
Yola revan olanlara aşk-ı niyazlarımla...
20.10.2022
İHSAN ÜNLÜ
TÜM HABERLER