BEKTAŞİ HAŞİM BABA'NIN HAZİN HİKÂYESİ
OCAKLAR
BEKTAŞİ HAŞİM BABA'NIN HAZİN HİKÂYESİ
ALİ RIZA ÖZDEMİR yazdı...
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin, Türk evlatlarının yazdığı şanlı bir destandır. Üstelik bu destan Türk’ün kanıyla yazılmıştır. Evet, düpedüz Türk kanıyla yazılmıştır! Osmanlı (Türk) mülkündeki bütün topraklardan akın akın Çanakkale’ye koşan Türk çocukları düşmana geçit vermemiş, vatan savunmasında tarihte eşine az rastlanan bir zaferin sahibi olmuştur.
Her zafer, içinde büyük acıları da barındırır. Annelerin, babaların, eşlerin, evlatların yanan yürekleri, bu büyük askeri zaferlerin bedelidir. İşte Çanakkale Zaferi’nde de sayısız yürek yanmış, sayısız bedel verilmiştir. Yanan yüreklerden biri de Bektaşi Haşim Baba’ya aittir.
Önce Haşim Baba’ya ait iki şiiri okuyalım.
***
YA HÛ
Gelibolu önünde Arıburnu’nda
Al bayrak altında öldün mü ya hû?
Besmeleyle varıp attın topunu
Düşmana korkuyu saldın mı ya hû?
Bir sabah düşümde suretin gördüm.
Şubenin önünde künyeni aldım.
Hasret çıbanına pençemi vurdum
Artık oralarda kaldın mı ya hû?
Muhammet Ali’dir ismi oğlumun.
Şehitliğe koştu cismi oğlumun.
Bize yadigârdır resmi oğlumun.
Gözüme yaş diye geldin mi ya hû?
Yârin mi çağırdı? Koşarak gittin.
Şarkı söyleyerek, coşarak gittin.
Dağları, denizleri aşarak gittin.
Şehitlik sırrına erdin mi ya hû?
İsrafil surudur hücum borusu.
Şehit olanların yoktur sorusu.
Diri bekliyorduk işin doğrusu
Kopmuş güller gibi soldun mu ya hû?
Haşim’in de oğlu gitti, merhaba.
Akıtacak yaşlar bitti, merhaba.
Bu dert bizi deli etti, merhaba.
Vatana canını verdin mi ya hû?
***
EYVALLAH
Gazilik haberin beklerken yavrum
Şehitlik müjdesi geldi, eyvallah.
Mektubun yolunu gözlerken yavrum,
Geldi… Yüreğimi deldi, eyvallah.
On dokuz yaşında bir taze fidan
Bu nasıl savaştır dönmüyor giden.
Her sabah, her sabah selâmın eden
Gonca gül bağrımı çeldi, eyvallah.
Gözyaşım sel gibi içime aktı.
”Vah yavrun” oldu da dışarı çıktı.
Anan inanmadı yoluna baktı.
Rüyada haberin aldı, eyvallah.
Ben bir koç yiğidi cenklere saldım.
Nice hülyalara, düşlere daldım.
Sen Çanakkale’de ben burda kaldım.
Bu acı kalbimi yardı, eyvallah.
Bir başka diyarda, bir başka yerde,
Çok çok uzaklarda, bilmiyom nerde.
Göçen turnalara bulutlar perde
Mevlâm bu acıyı verdi, eyvallah.
Bu ayrılık yetti, canıma doydum.
Al bayrak önüne resmini koydum.
Onca yaşadığın günleri saydım.
Beni ateşlere sardı, eyvallah.
Yıkılsın da Gelibolu yıkılsın.
Düşmanın canına odlar tıkılsın.
Benim yavrum varsın kurban edilsin.
Haşim Baba dara girdi, eyvallah.
***
Gelelim şiirlerin hikâyesine…
Şiirleri, Bektaşi muhiplerinden Hakkı Oğuz Balıkesir’den değerli yazar Aydın Ayhan’a Osmanlı Türkçesiyle yazılmış bir tomar (Bektaşi tomarı) içinde emanet etmiştir. Bunların içinde Haşim ve Haşim Baba mahlasıyla yazılan iki şiir, Aydın Ayhan tarafından günümüz harflerine aktarılmış ve kamuoyuna tanıtılmıştır.
Aydın Ayhan, uzun araştırmalar sonucunda Çanakkale ve İstiklal Harpleri yıllarında Balıkesir’de Bektaşi tarikatına mensup Haşim Baba adında birinin yaşadığını tespit etmiştir. Haşim Baba’nın can paresi, evladı on dokuz yaşındayken Çanakkale’de şehit olmuştur. Yüreği dağlanan Haşim Baba, adı Muhammed Ali olan oğlunun ardından yürek yakan bu iki şiiri söylemiştir.
Oğlu şehit olduktan sonra Haşim Baba ne mi yapmıştır?
Oğlunu Çanakkale’de şehit vermesinin ardından Mustafa Kemal’in liderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı’na katılmış ve Soma cephesinde Yunanlılara karşı savaşmıştır. Bu savaşta Yunanlılara esir düşen Haşim Baba, Yunan zindanlarında kaybolmuş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır.
***
İşte, Türkiye’yi yaratan milyonlarca insan hikâyesinden biri böyle. Haşim Baba’nın ve oğlu Muhammed Ali’nin hikâyesi.
***
Bu hikâye çok şey anlatır.
Öncelikle Türk milletinin egemenliğine ve yurduna kıskançlık derecesindeki tutkusunu anlatır.
Sonra Türk milletinin egemenliğini ve yurdunu sokakta bulmadığını, bunlar için her bedeli ödediğini anlatır.
En sonunda Türk milletinin egemenliği ve yurdu için gereken her şeyi bundan sonra da yapacağını ve her bedeli ödeyeceğini/ödeteceğini anlatır.
Daima!
***
Dipçe: * Başta Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı ve şehitlerimizi saygıyla anarım. Allah cümlesine gani gani rahmet etsin.
* Şiirleri bana anımsatan ve bu yazıya vesile olan değerli kardeşim Yavuz Yazgan’a teşekkür ederim.