ALEVİLİK, İSLAM’IN KALBİDİR
OCAKLAR
ALEVİLİK, İSLAM’IN KALBİDİR
ALİ TİMURTAŞ ÖZMEN yazdı...
Söyleyeceklerimiz, öncelikle, iman etmiş olanlar için bir anlam taşıyacağı gibi iman etmeye hazır olanlar için de aydınlatıcı olacaktır!..
Konumuzun anlaşılabilmesi için şunların görülüp bilinmesi gerekir :
Yüce Allah, insanları yaratmadan önce Ruhlar Alemini yaratıyor ve hepsine birden “ Elestü bi Rabbiküm (Rabbiniz değil miyim)? ” diye soruyor!..
Onlar da Kalu Bela yani “Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz.” diyorlar!..
Yüce Allah da “ Kıyamet günü, ‘Biz bundan habersizdik’ demeyesiniz ” diye uyarıyor!..(Araf,172 ve 173)
Yüce Allah,Kur’an’da insanları bir başka ayette şöyle uyarıyor : “ Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun.”( Bakara, 40)
İşte bu anlaşma ile başlıyor insanın Dünya’daki serüveni!..
İnsan, Kur’an’da “ yaratılmışların en yücesi, en şereflisi” diye tarif edilmiştir !..
Kur’an, insanı, “ Allah’ın yeryüzündeki halifesi ” olarak tanımlamıştır!..( Bakara, 30; En'âm 165; Arâf, 69 ve 74; Yunus,14 ve 73;Meml, 62; Fâtr, 39 ve Sâd, 26 )
İnsan da dağların, “yerin ve göklerin kabul etmediği emaneti” kabul etmiştir!..(Ahzap, 72)
Yüce Allah’ın emaneti, kul olduğunu unutmadan, emir ve yasaklara uyarak sonunda ceza ve ödülün olduğu bir hayatı yaşamaktır!..
Yüce Allah, insana, bu emaneti hakkıyla taşıması için birçok yetenek de vermiştir!..
Yüce Allah, insanı topraktan yaratırken içine ruhundan üflemiştir!..(Sad, 71-72; Hicr, 27-29)
En önemlisi de “akıl ve özgür bir irade” vermiş olmasıdır!..
Yüce Allah, varlıkların adlarını, meleklerinin dahi bilmediklerini yalnızca insana öğretmiştir!..(Bakara,31-32)
Yüce Allah’ın bütün melekleri de Hz.Adem önünde eğilmişlerdir!..(Bakara,34)
Hz. Adem Ata’dan günümüze kadar insanın bu yolculuğu sürmektedir!..
Sürecektir de!..
İnsan, sürekli sınavdadır!..(Bakara, 49,155 ve 249; Ali İmran, 186;Araf, 141,143 ve 168; Enfal, 17; Yunus,30; İbrahim, 6;Nahl,92; Enbiya,35; Ankebut,2 ve 3; Ahzap,11; Saffat,106; Sad, 24 ve 34; Muhammed,31; Duhan,33; Hucurat,3; Mümtehine, 10 )
Yüce Allah, Dünyada yoktan var ettiği insana bu sınavında sürekli olarak yol göstermektedir!..
-124 bin Peygamber/yol gösterici göndermiştir!..
-Sayıları bilinmeyen gönül dostları(veliler) göndermiştir!..(Bakara, 55)
-Son kitabı ve Kelamullah olan Kur’an’ı ve son Peygamberi olan Hz. Muhammed’i(sav) de insanoğlu için göndermiştir!..
Maide Suresi, 3. Ayette “ Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim ” diyen Yüce Allah, insanoğlunu hidayete(kurtuluşa) götürecek din olarak da İslâm’ı seçmiştir!..
Günümüzden geçmişe baktığımızda insanoğlu ne yapmıştır ya da ne yapmamıştır!..
İnsanlığın büyük çoğunluğu sınavı verememiştir!..
İnsanlık genel olarak “Rabbi ile yaptığı anlaşmayı unutmuştur”!..
İnsanlık genel olarak “emaneti taşıyamamıştır”!..
İslam dinini kabul edenlerin büyük çoğunluğu, Hz. Muhammed’in iki emanetini yani Ehlibeyt ve Kur’an’ı anlamamışlardır!..
İslam dinini kabul edenlerin büyük çoğunluğu, Hz. Muhammed’in iki emanetine yani Ehlibeyt ve Kur’an’a uymamışlardır!..
İslamı kabul edenlerin büyük çoğunluğu, Kur’an’ın aykırı kurulan mezhepler ve uydurma hadislerle, Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in yolundan saptırılmıştır!..
Hz.Muhammed’in vefatından sonra, fitne ve benlik egemen olmuş, Gadir Hum’daki vasiyetine uyulmamış, evlatları (torunları) katledilmiş ve soyuna da zulmedilmiştir!..
“De ki” diye başlayan, Şura Suresi, 23. ayetin Ehlibeyt’e ilişkin olduğu; Hz. Muhammed’in sağlığında söyledikleri ile sabit olmasına rağmen Yüce Allah’ın ve Peygamberinin “ Ehlibeyti seviniz ” emrine uyulmamıştır!..
Kur’an’daki birçok ayetin Ehlibeyt’e ilişkin olduğu; Hz. Muhammed ve Hz.Ali ile onu izleyen On Bir İmam’ın sağlıklarında söyledikleri buyrukları ile sabit olmasına rağmen Yüce Allah’ın ve Peygamberinin “Ehlibeyti seviniz ” emrine uyulmamıştır!..
Ehlibeyt’i sevip onların ve evlatları olan Horasan Erenleri’nin izinden giden Alevi Bektaşilere de katliamlar yapılmış ve birçok haklarını kullanmaları engellenerek zulmedilmiştir!..
Günümüzde de Ehlibeyt ve Kur’an üzerinden süren tartışmalar da bunun kanıtıdır!..
1997 yılında Faik Bulut’un ‘Ali’siz Alevilik’ kitabı yayınlanmıştır!..
Günümüzde de etkisini sürdüren ve kısaca “ Ali’sizlik ” dediğimiz bu anlayışın temsilcileri olan “Ali’sizler”in bu kitaptaki bilimsel ve inançsal bir dayanağı olmayan ‘soyut ve ideolojik iddialardan’ etkilendikleri ve bu çarpıtmaları kullandıkları görülmektedir!..
Ama bu kişilerin kendilerine “Aleviyim” deyip “Ali’sizlik” söyleminde bulunmaları asla kabul edilemez!..
İmam Ali’siz bir Alevilik hiç olmadı!..
On İki İmam’sız bir Alevilik de hiç olmadı!..
İmam Ali’siz ve On İki İmam’sız bir Alevilik gelecekte de olamaz!..
İmam Ali’siz bir İslam da hiç olmadı!..
İmam Ali’siz bir İslam gelecekte de olamaz!..
İmam Ali’yi(as) ve On İki İmam’ı ne İslam’dan ne de Alevilik’ten asla ayıramazsınız!..
Bunun delileri de Hz.Muhammed’in sözlerinde ışıldıyor :
“ Sen tüm peygamberler ile gizli bir şekilde beraberdin ve benimle ise açık bir şekilde berabersin ” ve
“ Ali, Kur’anla; Kur’an’da Ali iledir. Bu ikisi Kevser'in yanında bana ulaşıncaya kadar birbirinden ayrılmayacaklardır"
“Ben ilmin/ hikmetin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlim isteyen kimse bu kapıdan gelsin”
“Ben Kur’an’ın indirilmesi için savaştıysam, Ali de yorumu için savaşacak”
diye buyuran Hz. Muhammed(saa), Hz.Ali’nin(as) inancımızdaki yeri ve önemini çok net ve kesin ifadelerle açıklamıştır!..
Öncelikle tarihsel gerçekler bilinmelidir!..
Hz.Ali’nin döneminde Alevilik yoktu!..
Sadece “Ali taraftarlığı”, Alevilik demek değildir!..
Hz.Ali’nin döneminde Sünnilik de yoktu!..
Günümüzdeki “ehli sünnet” denilen ve Kur’an emirlerine aykırı olarak kurulan mezhepler, Hz.Muhammed’in vefatından 150 yıl sonra ortaya çıkmaya başlamıştır!..( Ali İmran, 103; Yunus, 109; Enam, 55; Şura, 53;Müminun, 118;Rum, 60 )
Hz.Ali’nin döneminde Ocak da yoktu, Dede de yoktu, Cemevi de yoktu!..
Hz.Ali’nin ibadet şekli ile günümüzde büyük çoğunluğu Anadolu’da yaşayan Alevi Bektaşilerin, Horasan Erenleri’nden miras aldıkları ibadet şekli de farklıdır!..
Bu farklılıkların, tarihsel ve kültürel nedenleri olduğu tartışmasızdır!..
Bu farklılıklar, İslam’ın özüne, Ehlibeyt’in buyruklarına ve Horasan Erenleri’nin uygulamalarına aykırı değildir!..
Bu farklılıklara bakıp Aleviliği binlerce yıl öncesine götürmeye çalışanların kendilerine “Aleviyim” demeleri ise bize zulümdür!..
İslam’ı bilmemektir!..
Aleviliği anlamamaktır!..
Kur’an bilinmeden Alevilik anlaşılamaz!..
Hz. Muhammed bilinmeden mümin olunamaz!..
İmam Ali’ye anlaşılmadan, kemâlete erişilemez!..!..
Ehlibeyt’i anlaşılmadan, Fatiha suresinde belirtilen Sıratel Müstakim’de yani dosdoğru yolda yürünemez!..
Alevilik, İslam’ın Ehlibeyt yorumudur!..
Alevilik, Kur’an’ın ve Hz.Muhammed’in işaret ettiği dosdoğru yoldaki Ehlibeyt’i izleyenlerin yoludur!..
Alevilik, “ahlak-ı Muhammed’i ve edeb-i Ali” demektir!..
Alevilik’te ‘yol’ demek İslam’ın özü demektir!..
Alevilik’te yol yani İslam ‘cümleden uludur’!..
Alevilik’te ‘gönül kalsın, yol kalmasın’ düsturu geçerlidir!..
Alevilik, İslam’ın batınî halidir!..
Alevilik, Kur’an’ın batınî yorumudur!..
Alevilik, İslam’ın kalbidir!..
Aşk ile
ALİ TİMURTAŞ ÖZMEN
Serçeşme Vakfı ve Ocakzadeler Meclisi Sözcüsü