ERZİNCAN İŞGALİNDE NELER YAŞANDI-5
OCAKLARERZİNCAN İŞGALİNDE NELER YAŞANDI-5
ZEYNEL COŞAR yazdı…
Bazı Dersim Aşiretleri Rus Çarının Madalyasını Almak İçin Erzincan’a Koştular Rus ordusu Erzincan’ı işgal ettikten sonra, Rusların satın aldığı Dersim’deki bazı aşiret liderleri koşa koşa Erzincan’a gelerek Rus Komutanlarının elini öptüler. Bağlılıklarını bildirerek altın, para, silah ve madalya alarak Dersim’e geri döndüler. Alişer, Erzincan’da Rus karargâhına gelerek efendilerine, kılavuzluk hizmeti veriyordu. Onun ağababası Koçgiri Ağalarından Haydar ve Alişan Bey’ler de çok büyük heveslerle koşa koşa Rus Karargâhına gelirken önlerine bir engel çıktı. Yolda Vehip Paşa onları tutuklayıp Suşehri’in de hapis etti. Bunları ayrıntısıyla anlattık, tekrara gerek yok. Dersim’deki bazı ağalar Rus Çarına hizmet için koşa koşa Erzincan’a gidip madalyalarını aldılar. Bayburt ve Erzincan düştükten sonra Tiflis’te ki Rus Ordusu’nun Kafkas Genel Komutanı General Nikolay Nikolayeviç Ağustos ayı başında Erzincan’a gelir. Bu geliş sırasında Erzincan Meydanında yapılan törenler sırasında çekilen bir videoda General Nikolay’ın Dersimli bazı kişilerle görüşüp konuştuğu görülmektedir. “. . . Erzincan’a gelen Kafkas Ordusu Başkomutanı Nikolay Nikolayeviç şehre ziyarette bulundu. Nikolay Nikolayeviç, Erzincan’a girişi esnasında şehirde bulunan Rum ve Ermeni delegeler tarafından karşılandı. Rum din adamı, kısa bir selamlama konuşması yaptıktan sonra ekmek ve tuz ikram etti. Ermeni delegasyon ise genç kız, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktaydı. Nikolay Nikolayeviç, daha sonra otomobili ile şehrin meydanlarında hazır bulunan her bir Rus birliğinin önünde durarak sağ elinde tuttuğu Kafkas kılıcı ile askerleri selamladı. Selamlama töreni bittikten sonra meydanda toplanan Müslüman ahalinin yanına uğrayarak hazır bekleyen Dersimli Kürt beylere ve ağalara madalya takdiminde bulundu. Bu takdimin Rus birliklerinin lehine mücadele verenlere verildiği anlaşılmaktadır. ” Kaynak: “Fatih Mehmet Eşki, Rus Basınına Göre Birinci Dünya Savaşı’nda Erzincan’ın İşgali”. Kazım Karabekir Anlatıyor Hazırladığı uzun bir raporunda Erzincan-Tunceli bölgesinde isyan etmiş ve Ruslarla işbirliği yapan otuzdan fazla kişinin adını yazarak neler yaptıkları hakkında bilgiler veren Kazım Karabekir Paşa’nın yazdıklarından bir kaçı. “…Maksut Uşağı Aşireti Rüesasından Kara Yusuf’un torunu Mustafa: Erzincan’ın sükutu (işgali) üzerine Erzincan’a dehalete (sığımağa-korunmaya) gitmiş bir takım hediye para alarak avdet(geri gelmiş) etmiştir…. Maksut Uşağı Aşireti Rüesasından Polis (İbrahim) :Vaktiyle polis ve bilahare telgraf hat muhafızı iken Rusların Erzincan’a girmesi üzerine, Kemah baskınlarına iştirak eyleyen ve Rus Hükümeti tarafından tayin edilen ve Çar’a Kürdistan muhtariyeti esası üzerine telgraf keşide eden müfsit ve meşhur Ermeni kaçakçısıdır. . . Kurişan Aşireti rüesasından Terişah nahiyesi müdürü Ali Kah: 20 Şubat 132(1916)de Pah ve 20 Şubat 321’de Nazmiye’ye, 20 Şubat 321 Mazgird ve 20 Şubat 321 de Çarsancak’la Palu köylerinin aşiretler tarafından tahrip ve yağmasına başlıca sebep Ali Kah olduğu gibi, Orduya aid olup muhzi iddihar edilen(stoklanan) erzak ambarına vaz-ı yed ederek(el koyarak) mezkur ambarın aşiret tarafından yağma edilmesini çok arzu etmişse de, Mzgird’in Şadilli Aşireti reisi Molla Yusuf’un kendisine karşı vukku bulan mukavameti (karşı koyması) üzerine zahireyi almağa muaffak olamamıştır. Düşmanın Erzincan’a vürudunda ahaliyi revslih (silahlandırarak) ve düşmana iltihak ederek Nazmiye’ye kadar götürerek düşmandan birçok tüfenk ve cephene almış ve düşmanı Fahri Baba’ya kadar getirmiş… Hormikli Aşireti Resisi olup Civerak’de mukim Süleyman Ağa: Mekrum kazaların tahrip ve yağmasından Ali Kah, Ali Çavuş, Zeynel Çavuş, Bertal Timur Ağa ve Seyid Ali ağalarla Hağmo karyesinde ittifaka dahil olmuştur. Erzurum’un sükutuyla düşmanın Erzincan’ geldiğinde Mustafa Bey’le beraber Erzincan’a kadar giderek orada Rus orduları komutanı Nikola Nikolayeviç’in huzuruna çıkarak, Rus hükümeti adliyesine intizar ettiklerini ifade etmekle beraber arzı dehalet etmişlerdir… Kurişan Aşireti Reisi ve Erisik Nahiyesi Müdürü Ali Çavuş Ağa: Mekrum kendilerince seyyid bulunması dolayısıyla bilumum aşiretlere ve nafz-i erba-ı fesaddan(fesatçıların etkililerinden) olup kazaların tahrip ve yağmasında Ali Kah, Bertal, Kureşanlı Zeynel Çavuş, Civerek’li Süleyman Ağa, Sürzade Timur ağalar ve Mazgirt’in Küpk Karyesinde muhkim Seyyid Ali Ağalarla müttefiken kazalar tahribine sebebiyet vermiştir. ” (Kazım Karabekir- Kürt meselesi-say. 78-98) Söylenecek bir şey yok artık. Her şey gün gibi ortada. İşte bu sömürücü, halka kan kusturan ağalar öncesinden de, sonrasında da Dersim halkının başının belası oldular. Her fırsatta kötülükler yapmak için fırsat kolladılar. Suat Akgül Anlatıyor: 25 Temmuz 1916’dan Sonrada İhanetlerine Devam Ettiler Erzincan İşgalinden sonra Alişer ve Dersim Aşiretleri İhanetlerine Devam ettiler. Ermeni Taşnak Çetesi liderleri ile can dostu oldular. 13 Şubat 1918 günü Erzincan’ın Kurtuluş Gününe kadar Rus ve Ermeni Taşnak Çetesi’yle dostluğa devam ettiler. Konuyla ilgili önemli araştırmaları yapan Suat Akgül “ Yakın Tarihimizde Dersim İsyanları ve Gerçekler “ adlı kitabında Dersim bölgesinde 25 Temmuz 1916’da ki Erzincan işgali ile başlayan dönemden sonrasını şöyle anlatır. “…Ruslar, bazı Ermenileri ve kendilerine iltica etmiş olan Binbaşı Mustafa’yı Dersim’e göndererek bu kişiler aracılığıyla bir isyan hareketi ile Ruslara yardım edilirse, Dersim’i işgal ettikleri zaman kendilerine istiklaliyet verileceği” propagandasında bulunuyordu. Ayrıca Balabanlı ve Kureşanlı aşiretlerinin bir alay teşkil edilerek, Türk askeriyle mücadelesi sağlanmıştı. Öte yandan Dersim’e giren Koçgirili Ali Paşa da Ruslar’ın verdiği silah ve cephaneyi Koçuşağı’na götürmüştü. Böylece bütün Dersim’de istiklal fikirleri yayılmaya başlamıştı. Ermenilerle Dersimliler, Rusların teşvikiyle Türk 3. Ordusu’na karşı faaliyete geçerler. 29/30 Ağustos 1916’da bir kısım Dersim aşireti ile Ermeni çeteleri birleşerek Çemişgezek’e saldırırlar. Yöre halkı başka yerlere göç etmek zorunda kalır… Ruslar’ın Erzincan’ı işgal etmeleri üzerine Dersimle temas daha da artar. Koçgirili Alişer ve Mustafa Erzincan’a gelerek Ruslar’dan birtakım hediyeler alırlar. Ayrıca bu kişiye nahiye müdürlüğü ve kaymakamlık vaat edilir. Ayrıca Rus Kumandanı Lahof’la Dersimliler arasında Kürdistan teşkilatı hakkında müzakereler yapılır. Alişer birkaç Rus subayı ile Koçgiri mıntıkasına geri döner. Alişan ve Haydar Bey’le ( Koçgiri’nin ağaları) bu Rus subayları arasında Dersim’le işbirliği meselesi görüşülürken, 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa‘nın bu toplantıyı haber alıp Alişan ve Haydar Beyleri göz hapsinde tutması üzerine Ruslar’la irtibat bir süre kesilir. Dersimliler, Karakoç deresi bölgesinde Ruslarla işbirliği yaparak taarruza geçerler. 3 Ağustos’ta (1916) Pülümür’e gelen Ruslar Dersimliler’den yanlarına rehberler alarak aşılması zor bölgelerde önemli ilerlemeler kaydederler. 2. Ordu Komutanı Dersimlilerin bu yardımlarını ve Türk 3. Ordusu’nu zor duruma sokacak girişimleri yakından izler. 13 Ağustos-1916 günü Ovacık’ta Türk jandarmaları, Dersimliler tarafından silahları alınarak, soyulmuşlardı. Bir Rus subayı da Ovacık’a gelerek Dersim’in önde gelen liderlerine nişanlar ve hediyeler dağıtmıştı. Bunların Rus katırlarına binerek Ovacık’a geldikleri, hükümeti Ruslara teslim edeceklerini beyan ederek, telgraf tellerini kestikleri haber alınmıştı. Bunun üzerine Pertek’te bulunan iki alay Hozat’a gönderilir. “ ( Suat Akgül- Dersim İsyanları ve Gerçekler -say 111-112) Rusların destekleri ile güya Dersim’de bir Zaza Devleti’nin kurulduğunu anlatan, Şeyh Sait’ci, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Ebubekir Pamukçu, yaşanan rezaletleri övünç duyarak anlatıyor. Rus Çarı’nın destekleriyle yapılan çeşitli ihanetlerin, 1917 Ekim Devrimi ile yok olup dağıtılmasına da çok üzülüyor. Çarlara uşaklık, onları devrimlere de düşman yapıyor. “…Bir Zaza Devleti ve Doğmadan Yıkılan Umut” başlığı ile şöyle yazar. “…Ruslar ulusal başkaldırılara kısmen, tamamen dostane ve destekleyici bir tavır içindeydiler. Rusların bu ılımlı yaklaşımı ve Türklerin bölgeyi boş bırakarak batıya çekilmiş olmaları, Zazalarla Ermenilere rahat çalışabilecekleri bir ortamın oluşmasına yol açtı. . İşte bir Zaza devleti düşüncesi ilk kez bu koşullarda doğar, gelişir ve hayata geçirilir. Zaza savaşçıları bu amaca yönelik olarak Ovacık üzerine yürüyerek hükümet konağını işgal ederler. Türk yönetimini lağvederek bir Zaza yönetimi örgütlerler…(Ekim Devrimi olunca işgalci tüm askerlerin geri çekilmesi emri verilir. ) Bunun üzerine Rus ordusu geri çekilirken çok sayıda silahı bölgede bırakır. Bu silahlar Zazaların eline geçer. ” (Ebubekir Pamukçu, Dersim Zaza Ayaklanmalarının Tarihsel Kökleri, s. 64) Sonuç Olarak Söylenecek başka bir şey yok artık, her şey gün gibi ortada. Tüm Dünya İnsanlığı ülkesine, vatanına ve halkına karşı düşmanla anlaşan, Ordusu’na kurşun sıkanlara hain demiştir. Biz de Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve kuruluş sürecinde Genç Cumhuriyet’e kurşun sınanlara hain diyoruz. Bugün yüz yıl öncesinde düşmanla birlik olup askerimize kurşun sıkan hainleri aklayıp paklayarak “saygın kişilerimiz” diye afişe edenlerde, yüz yıl öncesinde ihanet edenlerin ortakları olmuşlardır. Onlar da bugünün hainleridir. Aleviler kültürlerinin ve inançlarının temeli olan vatanseverliği en iyi biçimde kavraması gerekir. Emperyalizme karşı çıkmak olan vatanseverlik en büyük erdemdir. Hz. Ali’mize, Atatürk’e ve Devrimci, Laik Cumhuriyetimize düşman gözüyle bakan Alisiz Alevicileri iyi tanımalıyız. Buraya kadar somut gerçekleri yazdık. Koçgiri İhanetini de yazacağız. Yazacağız ki Alisiz Alevici bölücülerin, tarihi ve kültürel kodlarının ne kadar bozuk olduğunu görelim. Ulusumuzun en zor günlerinde düşmanla birlik olup ihanetlere bulaşmış, ölüm kalım savaşlarımızda bizi arkadan vurmuş hainlerle gurur duyanların insanlık adına, hele hele Alevilik adına konuşacakları tek bir kelimeleri yoktur.İlginizi Çekebilir