HZ. HÜSEYİN YEZİT’E NEDEN BİAT ETMEDİ?
GÜNDEMHZ. HÜSEYİN YEZİT’E NEDEN BİAT ETMEDİ?
ALİ RIZA ÖZDEMİR yazdı...
Sevgili canlar,
İmam Hüseyin ve Kerbela Katliamı söz konusu edilince herkesin merak ettiği bir soru var. İmam Hüseyin Yezit’e neden biat etmedi? Biat etseydi de canını ve ailesini korusaydı, böyle bir trajedi yaşanmasaydı daha iyi olmaz mıydı?
Öncelikle şunu ifade edelim ki, Aleviliğin inanç ve bilgi evreni açısından, Aziz İslam peygamberi Hz. Muhammed’den sonra İslam ümmetinin meşru halifeleri (Sünni hadis kitaplarına da yansıdığı üzere) On İki İmam’dır. İmam Hüseyin de On İki İmam’ın üçüncüsüdür. Meşru halifenin meşru hakkını talep etmesinden daha doğal bir şey olamaz.
İkincisi, Kerbela Katliamı bir sonuçtur. Yani İmam Hüseyin, birdenbire harekete geçip kıyam etmiş değildir. Hz. Muhammed’in vefatından sonra yaşanan bir dizi itikadi, siyasi ve sosyal olayların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. (Bunlar hayli uzun olduğu için ilgili kitaplara başvurulmalıdır.)
Üçüncüsü, İmam Hüseyin Yezit gibi birinin İslam ümmetinin başına geçmesinin İslam’la vedalaşmak anlamına geldiğini ifade etmiştir. Onun bu hareketi, İslam’ın gerçek çehresiyle günümüze ulaşmasını sağlamıştır. İmam Hüseyin, Yezidi çürümenin tam karşısında hayata geçirdiği Hüseyni duruş ile İslam’ın namusunu korumuştur.
Dördüncüsü, kendisini yola çıkmaktan alıkoymak isteyen birçok kişiye dediği gibi, Ümeyyeoğulları nerede olursa onu İmam Hüseyin’i bulup öldüreceklerdi. Çünkü gerçek İslam’ın temsilcisi o olduğu için saltanatlarının önündeki en büyük engel de o hazretti. Zaten Muaviye ölmeden önce oğlu Yezit’i bu konuda açıkça uyarmıştı.
***
Bundan sonrasını İmam Hüseyin’in sözleriyle takip edelim: İmam Hüseyin, neden Yezit’e biat etmedi? Medine’den Mekke’ye, Mekke’den Kerbela’ya varan ve orada şehadetle sonuçlanan yolculuğun sebepleri nelerdi? İmam Hüseyin, neden iktidarla anlaşmadı da ret yolunu tuttu? Neden Yezit’e biat etmedi? Hareketi ile insanlığa ne mesaj verdi? Ne anlatmak istedi?
İşte bütün bu sorulara İmam Hüseyin’in dilinden cevap verelim.
***
Hazret-i İmam, Kûfe yolu üzerinde bulunan Rüheyme adlı konakta Kûfeli Ebu Hirem’in bir sorusuna verdiği cevapta başından geçen süreci şöyle özetlemiştir:
* Ümeyye oğullârı, çirkin sözlerle benim şahsiyetime dokundular, buna karşı sabrettim.
* Malımı, servetimi yağmaladılar, yine sabrettim.
* Fakat kanımı dökmek istediklerinde kendi şehrimi terk etmek zorunda kaldım.
İmam Hüseyin, burada Muaviye döneminden bahsetmektedir. O hazret, Muaviye zamanında Ehlibeyt’e yapılan bütün saldırılardan en üst düzeyde nasibini almıştı. Esasen bunda tuhaf bir şey yoktur. Hz. Ali’nin oğlu ve Hz. Muhammed’in torunu olarak zaten ön plandaydı ve kendisi Ehlibeyt’tendi. Muaviye ölmeden önce de oğlu Yezit’i ve kurmay heyetini İmam Hüseyin konusunda özellikle uyarmış, hemen biat almaları gerektiğini söylemişti.
***
İmam Hüseyin, hareketinin başından sonuna kadar Yezit’in, Ümeyyeoğullarının ve ona uyanların kötü sıfatlarını halka anlatmıştır.
Daha en başta Medine valisi Velid, Muaviye’nin ölümünü kendisine bildirerek Yezit’e biat istediğinde İmam Hüseyin, Yezit’i şöyle tarif etmişti:
Elini suçsuz insanların kanına bulayan biridir.
İlahi ilkeleri ayaklar altına alan biridir.
Alenen ve halkın göz önünde Allah’a isyan içinde olan ve günah işleyen biridir.
Ertesi gün, evinin dışında kendisini Yezit’e biate davet eden Mervan bin Hakem’e verdiği cevapta şöyle demiştir: “Müslümanlar Yezit gibi bir hükümdara duçar olduğunda artık İslam’la vedalaşmak gerekir.”
Bu söz, Hüseyni hareketi anlamak ve tarihsel olarak doğru zemine oturtmak için kilit role sahiptir. Hiç şüphesiz İmam Hüseyin’in hareketinin ana hedefini özetlediği en kapsamlı cümle budur. Yezit’in İslam toplumunun başına geçmesi, İslam’ın sonunun gelmesi demektir. İşte bu hareket, Emevi İslam’ına karşı Hz. Muhammed’in İslam’ını sonsuza dek yaşatmak için yapılmıştır.
***
İmam Hüseyin, Medine’den ayrılmadan önce Benî Ümeyye hanedanının düzensizlik yarattığını söylemiştir. Aynı konuşmada Yezit ve ailesinin İslam toplumunda yarattığı bozulmayı şöyle ifade etmiştir:
Zulüm ve fesadın yayılmasına sebep oldular.
İslam ahkâmının değişmesine sebep oldular.
Kerbela yoluna düşen İmam Hüseyin, yolunu kesen ve Yezit’e biat isteyen askerlere buyurduğu söylevinde Ümeyye hanedanının kötü sıfatlarını şöyle anlatmıştır:
Hakları olmadığı halde velayet ve halka önderlik makamını işgal ediyorlar.
Zulüm yapıyorlar.
Fesat çıkarıyorlar.
Tecavüz yoluna koyuldular.
Beyza konağında yaptığı bir konuşmada İmam Hüseyin, Yezit ve ona uyan ailesinin durumunu şöyle anlatmıştır:
Allah’a ibadet edecekleri yerde şeytana ibadet ettiler.
Fesadı yaydılar.
İlahî sınırları aştılar.
Fey’î (Peygamber ailesine mahsus olan ganimeti) kendilerine ayırdılar.
Allah’ın haramını helal, helalını da haram ettiler.
Muhammed’in dinini değiştirdiler.
Yine aynı günkü konuşmasında Ümeyyeoğullarının özelliklerinden bir kısmını şöyle sıralamıştır:
Kitabı tahrif ettiler (yani onun manasından uzak yorumladılar.)
Peygamber’in sünneti söndürdüler.
Peygamber’in evlatlarını öldürdüler.
Vasilerin neslini kestiler.
Zinazadeleri neseplerine ilhak ettiler. (Ubeydullah bin Ziyad’ın babası Ziyad bin Ebih’ten söz ediyor.)
Müminleri incittiler.
Kur’an’ı parçalayan alaycı (yani dinle alay eden) önderlerdir.
Kendi hain hedefleri doğrultusunda her aracı mubah bilirler.
***
İmam Hüseyin, başından beri Yezit gibi birine biat etmeyi zillet yani alçaklık olarak görmüştür. Çünkü Yezit’in ve çevresindekilerin kötülükleri saymakla bitecek gibi değildir. Hareketinin farklı aşamalarında Yezit’e biatin zillet olduğunu ve zillete boyun eğmeyeceğini ifade etmiştir.
“Vallahi ben hiçbir zaman zillete boyun eğmeyeceğim.”
“Zillet bizden uzaktır (biz ona boyun eğmeyiz).
“Ne onlara zillet elini verir ve ne de köleler gibi onların önünden kaçarım.”
“Ben, böyle bir ortamda ölümü saadet biliyorum, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık.“
İmam Hüseyin, başından beri davasında sebat etmiş ve istikrarlı bir şekilde hareketinin amaçlarını anlatmıştır. Sağlam bir irade ile şöyle buyurmuştur:
“Biz, bu az gücümüzle, bu güçlü düşmanın karşısında savaşacağız, galip olursak zaten bu yeni bir şey değildir; eskiden de onlara galiptik. Ama öldürülürsek bizim (gerçekte) mağlup olmadığımızı herkes biliyor. Sadece bedenlerimiz atların ayakları altında parçalanır ama irademizde hiçbir sarsıntı ve değişme olmaz.”
Ona ve yarenlerine selam olsun!
İlginizi Çekebilir