NEDEN TERCAN, NİÇİN HÖBEK DAĞI?
OCAKLAR
NEDEN TERCAN, NİÇİN HÖBEK DAĞI?
ZEYNEL COŞAR yazdı…
Tercan Türk tarihi açısından çok önemli bir yerdir. Saltuklulardan itibaren ciddi bir merkez olmuştur. Meşhur Türk Hakanı Mama Hatun(1191-1201) Tercan’ı Saltukluların idare merkezi yapmıştır. Mama Hatun türbesi, bugün de Tercan’dadır. Mama Hatun’un yaptırdığı erken dönem tarihi yapılardan Tercan Kervan Sarayı ve Hamamı, Kötür Köprüsü yüzyıllara meydan okuyarak bugün dip diri ayakta durarak bu tarihi gerçeği haykırmaktadır. Tercan İpek yolu üzerindedir. Çok güçlü bir Türkmen nüfusunun olduğu yerdir.
Şah İsmail’in dedesi Uzun Hasan’ın yaylası Höbek Dağıdır. Ebu Bekr-i Tihrani’nin yazdığı Kitab-ı Diyarbekriyye’de Tercan ve Höbek Yaylasında Akkoyunluların bir çok maceraları anlatılmaktadır. Tercan ve Höbek dağı babadan oğula Akkoyunluların yaylasıdır. Karayölük Osman ve çocukları özellikle Uzun Hasan her hangi olağanüstü bir durum yoksa yazları Höbek Yaylasında kışın Diyarbakır’da otururmuş. Şah İsmail’den öncede Akkoyunlular Höbek’te kurultay yapmışlardır.
Ünlü Uzun Hasan tarihçisi Ebu Bekir Tihrani’nin yazdığına göre hayatı boyunca 300 kez savaşa giren Osman Bey yaklaşık 80 yaşında ihtiyar bir delikanlı iken, 1435 yılı yazında, Tebriz’den Erzurum önlerine gelen Karakoyunlu İskender Bey ile giriştiği savaşta yaralanarak kan kaybında ölmüştür. Yaşanan çetin savaşta Akkoyunlu beyleri hem babaları Osman Bey’i kaybetmiş hem de orduları çok ağır bir darbe yemiştir. Erzurum yenilgisi ve Kara Yölük Osman’ın hayatını kaybetmesinden sonra İskender Bey Erzurum şehrine girer. Bunun üzerine geriye kalan Akkoyunlu ordusu geri çekilerek “ulusun kaldığı” Tercan’a gelirler. Tercan yaylasında bir kurultay toplayarak, Osman Bey’in büyük oğlu Ali Bey’i kendilerine başbuğ yapmaya karar verirler. Tihrani’den okuyalım. “…Ali Beğ, Muhammed Beğ, Mahmud Beğ savaş alanında Akkoyunlu kaçkınları ile birlikte ulusa hareket ettiler. Onlar Ulusa varmadan önce Cihangir Mirza(Ali Bey’in oğlu) Ali Beğ’in askerleriyle beraber Tercan mevkiinde Emirzade Ali Beğ’e kavuştu. Sonra Ali Beğ büyük bir şevket ve ihtişamla ulusa vardı. Sonra bütün ulus toplanarak ona itaat ettiler. Onun emirliği konusunda birbiriyle anlaşamaya ve ittifaka vardılar. O da emirlik bayrağını açarak, adaletli ve halkı gözeteme kurallarını, asker sevk etme, ülke koruma ve sınıra set çekme kanunlarını göz önünde bulundurarak onları ve nurlu vicdanının görevi yaptı.” (Ebu Bekr Tihrani-age.say.81) Ebu Bekr Tihrani’nin anlatımında Ali Bey’i lider seçme kurultayı kesin olarak Tercan’a yapılmıştır. Çünkü diyor ki, “hep beraber ulusa hareket ettiler, Ali Bey ihtişamla ulusa vardı.” Bu gibi sözler Erzurum savaşında dönenler ve diğer illerdeki askerler ve beylerin toplanma yeri elbette ki her hangi bir yer olamaz. Stratejik bir yer olmalıdır. Burası da Höbek dağıdır. Uzun Hasan Otlukbeli savaşı öncesi Osmanlı ordusun Sansa deresinden çıkıp Vican önlerinden geçip Kargın düzlüğünden ilerlerken Kötür Köprüsü önünde pusuya düşürerek koca bir Rumeli Ordusunu yok ettiği öncü çatışmayı Höbek dağında yönetmiştir.
Konumuzu dağıtmamak için sadece Tercan’da ki Ustacalıların tarihsel rollerini kısaca anlatalım. Ustacalılar, Erdebil Dergâhına bağlılığı çok güçlü olan bu aşirettir.1500 yılında Akkoyunlu Beylerinin büyük bir kin duydukları ve ele geçirseler paramparça edilmesi mutlak olan ve her yerde aranan sağ kalan tek yeğenleri Şah İsmail gibi bir şahsiyeti, Sarıkaya’ya getirip üç ay misafir etmeleri dikkat çekici bir olaydır. Ustacalıların Türk tarihinde çok önemli bir yeri olan Höbek Kurultayına ev sahipliği yapmaları, binlerce insanı Tercan yöresinde ve Höbek dağında ağırlamaları, onların bu bölgede oldukça kuvvetli bir aşiret olduklarını göstergesidir. Bugün ne yazık ki bu büyük Oğuz-Türkmen aşireti Ustacalılar’ın mensupları Tercan-Bayburt yöresinde yoktur. Demek ki Ustacalılar, Şah İsmail’den yana oldukları için, Yavuz ve çocukları tarafından Tercan diyarında acımasızca yok edilmişler veya yok edilmek korkusuyla da Ustacalı liderlerinin uzun süre valilik yaptıkları Karabağ-Azerbaycan taraflarındaki akrabalarının yanına gitmişlerdir.
Niçin Tercan sorusuna cevabı Yavuz’un Tercan’da yaptırdığı korkunç katliamlardan anlıyoruz. Demek ki bu bölgede Erdebil Dergahı bağlısı Türkmen gücü o kadar fazlaydı ki, 1518 yılı tahrir kayıtlarına göre Höbek dağının olduğu Aşağı Tercan (Tercanı Ulya) bölgesinde 79 köyden 70 tanesi tamamen yakılıp, yıkılıp terk edilmiş. İnsan yaşamıyormuş. 79 köyün geri kalan 9 köy de Ermenilerin yaşadığı köylermiş. Türkmenleri yok etmişler, Ermenilere dokunmamışlar. Prof. İsmet Miroğlu’nun doktora tezi olan “Bayburt Sancağı” eseri bu acı gerçeği tek tek ortaya koymaktadır. Osmanlı Tahriri defterlerinde 1518 yılında yapılan kayıtlara göre iki Tercan vardır. Biri Yukarı Tercan (Tercanı Ulya) diğeri Aşağı Tercan’dır (Tercanı Sulfa). İsmet Miroğlu Bayburt Sancağı kitabında 1516 yılında Bayburt’a merkezi, ona bağlı kasabalar ve köylerini dökümünü, Müslüman-Hıristiyan ahalinin nüfusunu ve ürettikleri mahsulleri, değirmen, bezirhane ve tuzlalarla bunların vermekle yükümlü olduğu vergi miktarları hakkında ayrıntılı bilgileri vermektedir. “…Zikredilen tarihte sancak dahilinde (Bayburt Sancağı)mevcut köy sayısı 584,mezra sayısı 76 idi. Bu köylerden 211’i Bayburt’a,125’i Kelkit ve Sadak’a, 66’sı Kovans’a,87’si Tercan-Ulya(Yukarı Tercan),79’u Tercan-ı Sufla’ya(Aşağı Tercan),16’sı Şoğayn’a bağlı olup, mezralardan 34’ü Bayburt, 36’sı Kelkit ve Sadak,6’sı Kovans’ta bulunmaktaydı. 584 köyden 251’i( %42,9) viran ve içinde kimsenin oturmadığı köyler olup (yıkık-viran köylerin)61’i Bayburt, 64’ü Kelkit ve Sadak, 40’ı Tercan-ı Ulya, 70’i Tercan-ı sülfa,16’sı Şoğayn’da bulunuyordu.”( Prof. İ. Miroğlu-age. say-30)
Koca Bayburt, Kelkit ve Tercan coğrafyasında 584 köyden 251 tanesi 1518 yılında viran edilmiş. Sarıkaya Köyünün olduğu Ustacalı Obasının yeri Aşağı Tercan’dadır. Yavuz katliamlarından en ağırını Aşağı Tercan görmüştür. Aşağı Tercan’da 79 köyden 70 tanesinin tamamen harap ve insansız hale getirilmiştir. Ayakta kalan dokuz köy de, Ermenilerin yoğun yaşadığı köylerdir. Yine Tercan mıntıkasında olan Şoğen Dere dediğimiz Karasu Vadisinde 16 Türkmen köyünün 16’sı da yakılıp yıkılmıştır. Bu gerçekler bize gösteriyor ki Tercan ve Bayburt yöresi Alevi Türkmen kitlelerinin çok yoğun olarak yaşadıkları coğrafyaymış. Bu gerçekleri görünce 1500 yılında “ “Niçin Tercan ve Höbek Dağı?” sorusunun cevabı ortaya çıkıyor. Bu bölgedeki Alevi Türkmen gücünü varlığını bilen Türkmen önderleri onun için Şah İsmail’i korkusuzca Höbek Yaylasına getirmiştir. Ayrıca Tercan’a gelen bir askeri birlik veya kervan Bayburt üzerinden Karadeniz Trabzon’a, Erzurum üzerinden Azerbaycan, Türkistan, İran ve Kafkaslara, batıdan Erzincan’a ve Tunceli’ye, o zamanın en stratejik yeri olan Kemah ve Karahisar kalelerine, Sivas ve devamında İç Anadolu, Ege Denizi, Akdeniz ve İstanbul’a, güneyden Bingöl Yedisu, Karlıovadan Diyarbakır, Mardin ve Suriye, Irak’a giden yol kavşağındaki bir yerdir. Bu saydığım yerlere ulaşmak için ilk köprübaşına 80 veya 100 kilometre sonra ulaşmak mümkündür.