© Alevi Ocağı

SULTAN NEVRUZ GÜNÜ CEMDİR ERENLER

SULTAN NEVRUZ GÜNÜ CEMDİR ERENLER

HÜSEYİN DEDEKARGINOĞLU yazdı... Nevruz Farsça “New“ yeni ve “Rûz“ gün anlamına gelen iki kelimeden oluşur. Yani Yenigün anlamındadır. Nevruz sadece Türk coğrafyasında değil, Balkanlardan Doğu Asya’ya kadar bütün kültürlerde bilinir. Nevruz’u etnik olarak Türkler, Kürtler, Farslar; inançsal olarak Şiîler, Alevîler, Sünnîler yüzyıllardır kendilerine göre bazı anlamlar yükleyerek kutlamaktadır. Ancak son yıllarda yapılan kutlamalarda sanki Nevruz bir etnik gruba ait özel gün imiş gibi bir algı oluşturuldu. Böylece Nevruz kutlamaları adeta siyasallaştırılarak farklı anlamlar yüklenmeye başlandı. Oysa Nevruz ne bir etnik grubun ne de inanç grubunun tekelinde değildir. Nevruz güneşin koç burcuna girdiği gün olup, Rumî takvimde Mart ayının dokuzuna rastlar. Baharın ilk günüdür ve bu gün kuzey yarım kürede bahar ekinoksunun oluştuğu gündür. Bu gün Güneş ekvatora dik açı ile gelir. Gece ve gündüz birbirine eşitlenir (diğer eşitlenme 23 Eylül). Ayrıca hem kuzey hem de güney kutbu aynı anda gündoğumu hattındadırlar ve gün ışığı her iki yarımküre arasında eşit olarak paylaşılmaktadır. [caption id="" align="alignnone" width="304"]
İlkbaharın habercisi Nevruz çiçeği...[/caption] Milletleri meydana getiren temel unsurlardan birisi de kültür dediğimiz maddi ve manevi değerlerdir. Bir milletin teşekkülünde dil, din, tarih kadar geleneklerin de önemi vardır. Bu bakımdan milletlerin varoluş sebeplerinden en önemlisi milli toplumun sosyal dokusu olan kültür unsurlarıdır. Kültürün en önemli ögelerinden birisi de mitolojik inanışlar ve rivayetlerdir. Bilindiği gibi Türkler tarih boyunca birçok dine girmişler ve bunlardan çeşitli kültür kalıntıları yeni bünyeye kazandırılarak günümüze kadar gelmiştir. Tarih boyunca başta Türkler olmak üzere, Türklerle aynı coğrafyayı paylaşan ve yakın ilişkide olan bazı doğu halkları tarafından da kutlanan Nevruz, mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Türk tarihinin bilinen en eski milli bayramlarındandır. Nevruz, geçmişte olduğu gibi günümüzde de kutlanmaya devam etmektedir Alevîlerde Nevruz Anadolu'daki Alevîlerce 21 Mart günü Şah-ı Merdan, Şir-i Yezdan, Haydar-ı Kerrar, İmam Aliyy'el Murtaza’nın veladeti yani doğum günüdür. Hz. Ali’nin Miladi 598’in 21 Mart’ında Nevruz günü doğmuş olması ya da doğumunun bu güne rastlamış olması, son derece büyük bir anlam taşır. Hz. Ali gibi sayısız üstün meziyetlere sahip olan bir önderin, Nevruz gibi her bakımdan oldukça anlamlı bir günde doğmuş olması, hem Nevruz’un değerini yücelterek onun daha geniş bir kesimce benimsenmesini sağlamış, hem onun kişiliğinin anlamını ve gizini daha da derinleştirmiştir. [caption id="" align="alignnone" width="329"]
Haydar-ı Kerrar İmam Ali'yel Murteza...[/caption] Alevi ve Bektaşi çevrelerde gelişen Türk halk edebiyatının önemli temsilcilerinden Pir Sultan, Kaygusuz Abdal ve Didari’nin söylediği nevruziyeler Nevruz’un dinî-tasavvufi Türk edebiyatında da çok önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Didarî bir nevruziyesinde şöyle diyor: Çerağlar uyansın, kurulsun cemler, Gülbanglar çekilsin, sürülsün demler, Cünbüşe gelsinler cümle erenler, Ali’nin doğduğu eyyam bu demdir Bakın çemenzarı süslemiş güller Açılmış şakayik, lâle, sünbüller Feryade başlamış şevkle bülbüller Ali’nin doğduğu eyyam bu demdir Geldi Sultan Nevruz, kalmadı elem Melaik, halayik cümlesi hürrem Erenler lütfedip, eyledi kerem Ali’nin doğduğu eyyam bu demdir. Nevruz günü herkes coşku içerisinde bayram eder. İnsanların yüzü güler, gönlü şad olur. Güzeller kına yakınıp seyrana çıkar, yemlik toplarlar. Çocuklara parklara koşar. Âşıklar buluşur, murada erer. Birbirlerine güzel sözler ve türküler söylenir. Küskünlükler giderilir, küsülü olanlar barışır. Dualar edilip, dilekler tutulur. Nevruz Cemi Alevi/Bektaşi geleneğinde nevruz kutlamaları arasında yer alan en önemli faaliyet “Nevruz Cemi”dir Bu cem “Nevruz Erkânı” olarak da anılmaktadır. Nevruz cemlerinde ortak olan nokta bu günün Hz. Ali’nin doğum günü olarak kabul edilmesinden dolayı okunan deyiş ve düvazlardan ziyade nevruziyelere yer verilmesidir. Kerbela ve On iki İmam’ın katli gibi konulara Nevruz Ceminde yer verilmez. [caption id="" align="alignnone" width="552"]
Nevruz ceminde "edep-erkan"[/caption] Alevî/Bektaşî inanç ve kültüründe de Nevruz önemli yer tutmaktadır. XVI. yüzyılda yaşamış olan Pir Sultan Abdal’ın, Alevî edebiyatının ulu âşıklarından olması dolayısıyla, kendisinden sonra gelen Bektaşî şairler üzerinde büyük tesiri olmuştur. O da, nevruzu işlediği konular arasına dâhil etmiş ve “Sultan Nevruz” tamlamasıyla oldukça yüceltmiştir. Sultan Nevruz günü cemdir erenler Gönüller şad oldu ehli imanın Cemal yâri görüp doğru bilenler Himmeti erince Nevruz Sultan’ın Âşık olan canlar bugün gelirler Sultan nevruz günü birlik olurlar Hallak-ı cihandan ziya alırlar Himmeti erince Nevruz Sultan’ın Pir Sultan’ım eydür: Erenler cemde Akar çeşmim yaşı her dem bu demde Muhabbet ateşi yanar sinemde Himmeti erince Nevruz Sultan’ın Sonuç Nevruz, dostluk, kardeşlik, iyilik ve mutluluk bayramıdır. Çok geniş bir coğrafyada yasayan insanları birbirine kenetleyen, kaynaştıran bir millî örf ve gelenekler bütünü olan Nevruz, dinî bayramlar gibi kutlanmakta, millî birlik ve beraberliğin sembolü olarak görülmektedir. Ülkelere ve zamana göre farklı gelenekler olsa bile Nevruz yukarıdaki adetlerin verdiği mesajlarda olduğu gibi barış, hoşgörü, dayanışma, mutluluk demektir. Kanaatime göre de, yeni gün doğanın herkese armağanıdır. Sadece bir ırkın değil, tüm insanlığın yasama sevincidir. Bayramlar fertleri bir araya getirir, onlar arasında toplumsal bağları güçlendirir, ortaklıkları pekiştirir. İslamiyet’in kabulüyle birlikte Nevruz’un coğrafi ve tarihi nedenlerinin yanı sıra geniş halk kitlelerince inanılan ve menkıbevi nedenlerle kutsal olarak kabul edildiğini görüyoruz. Nevruz, yeni kültürde kutsanmış, bayram olarak kutlanmıştır. Nevruz, ister ayini, dini ritüele dayansın, isterse din dışı bir ritüele dayansın takvime bağlı bir kültür veya folklor olayı olarak toplumu, belli değerler üzerinde birleştirir. Nevruz, toplumsal yaşamda canlandırıcı etkisinin bulunması, geleneklerin sürmesine aracı olması, törelerin kökleşmesini sağlaması yönüyle işlevseldir. Nevruz geleneğini sürdürenler kültür taşıyıcıları olarak görev yapmaktadırlar. Nevruz, halkın ortak duygu ve düşüncelerini dile getiren, Türk kültürünün korunup yaşatılmasında önemli bir yeri olan mevsimlik törenlerimizdendir. Nevruz bayramı, toprağa, insana ve tabiat varlıklarına karşı duyulan bir sevginin bayramıdır. Bu sevgiyle ortaya çıkan bu âdetler, atasözleri, nameler, türküler, şenlikler ve halk oyunları atalarımızın dünya görüşünü, doğa ve insan sevgilerini yansıtmaktadır. Ayrıca sağlıklı yaşamayı, toplumsal değerleri, insan ve vatan gibi manevi ve millî varlıkları vurgulamaktadır. Hüseyin DEDEKARGINOĞLU

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER