TÜRKÜLERİMİZDE COĞRAFYA-1
OCAKLAR
TÜRKÜLERİMİZDE COĞRAFYA-1
SİNAN KAHYAOĞLU yazdı…
Dünyada yaşayan her ulus yaptığı müzikte yaşadığı coğrafyadan etkilenmiştir. Müziğinin sözleri yaşadığı coğrafyayı ve yaşadığı aşkı anlatmaktadır. Denizcilikle uğraşan uluslar deniz sesini ve denizi anlatmışlardır.
Türkler ise bozkırda yaşayan bir ulus olduğundan dolayı türkülerinde genellikle bozkırı anlatmıştır. Anadolu’da kıyı kesimlerimizde denizle ilgili türküler bulabiliriz. İç bölgelerde ise dağları, ovaları, yaylaları, akarsuları, bitki örtüsünü, yağışı, v.d. anlatan türküler buluruz. Şimdi bunlardan örnekler verelim.
Anadolu’da tarım çok eskilere dayanır. İç kesimlerde tahıl üretimi yaygınken, kıyı kesimlerde bahçe tarımı daha fazladır. Bu durum türkülerimize de etki etmiştir. Örneğin bir Giresun türküsünde
“Yine yeşillendi fındık dalları
Acep ne olacak yârin halları” denilmektedir. Fındık Giresun çevresinde çok bulunur. Yine başka bir Karadeniz türküsünde;
“Fındık toplayan gelin dalda fındık kalmasın
Gel biraz konuşalım sende aklım kalmasın” denilmektedir.
Bir Kayseri türküsünde; ”Erkilet güzeli bağlar bozuyor
Kirpikleri kalem olmuş yazıyor” denilmektedir. Kayseri’de bağ çoktur. Oradaki Erkilet’li bir güzelin bağ bozumunda çalıştığı anlatılmaktadır. Yine Malatya yöresine ait bir türküde; ”Pınara gel ki görem
El uzat bir gül verem
Üç gün arpanı derem
Beş gün buğdanı derem
Bu yıllık burda kalam
Yine seni ben alam” denilmektedir. Malatya yöresinde buğday ve arpa ekimi fazladır.
Bir Edremit türküsünde;
“Zeytinler çiçek açtı
Kuşlar yuvaya uçtu
Şu benim deli gönlüm
Bağrıma cemre düştü” denilmektedir. Edremit çevresi Türkiye’nin en yaygın zeytin plantasyonlarının bulunduğu yerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Yine yapılan hayvancılığı anlatan türkülerimizde bulunmaktadır. Anadolu’da koyun yetiştiriciliği fazla olduğundan dolayı türkülerimize koyun çokça girmiştir. Gaziantep türküsünde;
“Koyun gelir yata yata
Çamurlara bata bata
Gelin Ayşe sele gitmiş
Yosunları tuta tuta” denilir. Teke yöresinde keçi yetiştiriciliği fazladır. Zaten adını da keçinin erkeği olan tekeden alır. Burdur yöresi teke zortlatması oyunları ile meşhurdur. Yine başka bir türküde;
“Keçi vurdum bayıra
Şıngır mıngır yayıla
Senden bana fayda yok
Beni Mevlam kayıra” denilmektedir. Bu da Anadolu’da keçinin de yetiştirildiğini gösterir.
Büyükbaş hayvan türküsü olarak;
“Manda yuva yapmış söğüt dalına
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?” denilmektedir. Türkü mandanın bol olduğu Kastamonu türküsüdür. Yine türküde;
“Aşağıdan gelir Türkmen koyunu
Selviye benzettim yârin boyunu” denilerek Kastamonu’da koyunda yetiştirildiğini anlatır. Yine aynı türküde;
“Sabahleyin erken çifte giderken
Öküzüm torbadan düştü gördün mü?” denilmektedir. Bu da öküzle çiftçilik yapıldığını anlatmaktadır. Atlar üzerine de türkülerimiz vardır. Köroğlu’nun türküleri kıratla beraberdir.
“Köroğlu düşer mi kendi şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır” diyerek yiğidin kır atının koşmaktan köpürdüğünü bizlere anlatmaktadır. Bir İç Anadolu türküsünde;
“Akşam oldu da kırat yemez yemini
Çaktım zikkesini gever gemini” denilmektedir. Sahibi vurulan bir atın üzüntüsünden yem yemediğini anlatmaktadır.
Tarım ürünleri ve yetiştirilen hayvanları anlatan türküler yanında coğrafyamızda doğayı anlatan türkülerde vardır.
Anadolu üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Dört tane denizimiz vardır. Bunlar Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’dir. Denizle alakalı türkülerimiz kıyı bölgelerimizdedir. Karadeniz’i anlatan türkülerimiz fazladır. Çünkü Karadeniz’de denizcilik ve balıkçılık yoğun yapılır. Karadeniz’i anlatan bir türkümüz;
“Hey gidi Karadeniz
Doldu da taşamadı
Etmiyelim sevdaluk
Edenler yaşamadı” denilir. Yine başka bir türküde;
“Gemiciler kalkalım
Şu yelkeni takalım
Şişiripte yelkeni
Sırtüstüne yatalım” denilerek gemiciliği anlatır. Karadeniz türküsüdür.
Azerbaycanlı şair Ahmet Cevad Hacıbeyli tarafından Bakü’yü kurtaran Osmanlı ordusu için yazılmış bir türkü vardır. Osmanlı ordusunun komutanı Nuri Paşa’dır. Bugün Bakü’de bu ordu için yapılmış bir Türk şehitliği bulunmaktadır. Türküde;
“Çırpınırdın Karadeniz
Bakıp Türkün bayrağına” denilmektedir.
Başka bir türküde;
“Gemiler gelende verir fitini
Asumana çıkar onun tütünü” denilerek gemilerin buharlı olduğunu bizlere bildirir.
Marmara Denizini anlatan türküler genellikle İstanbul türküleridir:
“Gemi gelir yanaşır
İçi dolu çamaşır
Şu İstanbul kızları
Recep diye ağlaşır” denilir.
Yine; ”Gemilerde talim var, bahhriyeli yârim var” denilmektedir.
Ege Denizini anlatan türkülerden biri ise Muğla’dandır.
“Deniz üstü köpürür
Gemilere binsem götürür” diye başlar.
Akdeniz ile ilgili geleneksel türkü maalesef yoktur. Akdeniz bölgesi yazın çok sıcak olduğundan dolayı insanlar Toroslara yaylalara çıkarlar. Denizcilik te yaygın değildir.Son zamanlarda turizmin gelişmesi ile Akdeniz ile ilgili türkülerde yapıldı.
Göllerimiz ile ilgili türkülerde yakılmıştır. İç Anadolu türkülerimizden birisi;
“Yeşil ördek gibi daldım göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere” denilmektedir. İç Anadolu’da Seyfe gölü, Sultan sazlığı, Eber gölü, Akşehir gölü gibi göllerimiz bulunmaktadır ve buralar aynı zamanda göçmen kuşların barındığı yerlerdir.
Devam edecek...
TÜM HABERLER