© Alevi Ocağı

TÜRKÜLERİMİZDE COĞRAFYA-2

TÜRKÜLERİMİZDE COĞRAFYA-2

YER ŞEKİLLERİMİZİ ANLATAN TÜRKÜLER Yer şekilleri genel olarak üç çeşittir. Bunlar dağlar, ovalar ve platolardır. Platolara ülkemizde yaylalarda denir. Türkülerimizde üç çeşit yer şeklide anlatılır. Türkiye’de dağlar kıyılara paralel uzanır. Karadeniz kıyılarına paralel Karadeniz dağları, Akdeniz’e paralel Toros dağları uzanır. Hatay bölgesinden başlayan Güneydoğu Toros dağları da doğu batı yönlü uzanır. Bu dağlar kuzey güney doğrultuda ulaşımı olumsuz etkiler. Yine Ege bölgesinde dağlar kıyıdan itibaren içeriye doğru uzanırlar. İç batı Anadolu eşiğinde son bulurlar. İç Anadolu bölgesi bir plato karakterindedir. İç Anadolu’nun, kıyıya paralel uzanan bu dağlar nedeniyle denizle pek alakası yoktur. Dağlar türkülerimizde çok yer tutmaktadır. Özellikle ulaşımı kışın engellediği için pek çok türkü yakılmıştır. Birisi “Başı duman pare pare Yol ver dağlar yol ver bana Gönlüm gitmek ister yâre Yol ver dağlar bana” denilir. Dertli bir ozan dağların inlemesine anlam veremez. Derki; “Dağlar siz ne dağlarsınız Kardan kemer bağlarsınız Gül sizde bülbül sizde Daha ne ağlarsınız” diye hayretini belirtir. Başka bir ozan dağlara kızar ve; “Dağlar seni delik delik delerim Toprağını kalbur alır elerim” diye bağırır. Dağlara adıyla hitap eden türkülerde bulunmaktadır. “Ağrı dağından uçtum Çayır çimene düştüm” der. Gerçekten Ağrı dağı ülkemizin en yüksek dağıdır ve rüzgarı çoktur. Eteklerinde ise Doğubayazıt ve Iğdır ovaları bulunmaktadır. Buralar ise çayır çimendir. Bir Edremit türküsünde ise; “Kar mı yağmış Kazdağı’nın başına Hayran oldum toprağına taşına” denilir. Gerçekten her yıl Kazdağı’nın başına kar yağar ve 4 ay yerden kalkmaz. Kazdağı’na kar yağması demek Edremit’e kışın gelmesi demektir. Kurtuluş savaşımızı anlatan en güzel türkülerimizden birisi; “İzmir’in dağlarında çiçekler açar Altın güneş orda sırmalar saçar” denilir. Trakya’da dağlara Day, Kazakistan’da Tav, Kırgızistan’da Tov denilir. Bir Balkan türküsünde;”Dayler dayler viran dayler Yüzüm güler kalbim ağlar” denilir. Kazakistan’ın en büyük kentlerinden birisi Hazar Denizi kıyısındaki Aktav kentidir. Akdağ demektir. Kırgızistan’ın ise başkenti Bişkek’in en önemli meydanının adı Alatov meydanıdır. Burası da Aladağ demektir. Akdeniz bölgesinde dağlar ile ilgili; “Şu dağların yükseğine erseler Lale sümbül mor menevşe derseler Bir güzeli bir çirkine verseler Çirkin güler, güzel ağlar bir zaman” denilir. 17.y.y.da yaşamış ozan Gevheri ise bir şiirinde; “Başına bir hal gelirse Dağlara gel dağlara” demektedir. Sabahattin Ali ise; “Başım dağ saçlarım kardır Deli rüzgârlarım vardır Ovalar bana çok dardır Benim meskenim dağlardır” demektedir. Bu şiir türküleştirilmiştir. Başka bir türküde; “Kozan dağı çatal matal Arasında aslan yatar Bir yiğide bir gelin yeter İki alanın derdi artar” denilir. Ovalarla ilgili türkülerimizde çoktur. Örnek verecek olursak; Selanik yakınlarındaki Vardar nehri yanında Vardar ovası vardır. Türküde; Mayadağ’dan kalkan kazlar Al topuklu beyaz kızlar Yârimin yüreği sızlar Vardar ovası Vardar ovası Kazanamadım rakı parası” denilmektedir. Yine bir İç Anadolu türküsünde; “Hacel ovasını engin mi sandın Ayağında potini var zengin mi sandın” denilir. Platolara yayla denildiğini ifade etmiştik. Türkülerde yayla konusu; Bir Erzurum türküsünde; “Ay akşamdan ışıktır Yaylalar yaylalar Yüküm şimşir kaşıktır Dilo dilo yaylalar” Bir Antalya türküsünde; ”Yaylaların yeli soğuk esmez mi Sevdiğim de rüyalarıma girmez mi” denilmektedir. Gerçekten dağlardaki yaylalar yüksek olduklarından dolayı rüzgarları soğuktur. Akarsularımızı anlatan türkülerimizde vardır. Örnek verecek olursak; Trakya türkülerinden birisinde; “Arda boylarında kırmızı erik Elim elin ardında onyedi belik” denilir. Arda Edirne yakınlarında Meriç nehrinin bir koludur. Türküde bu nehir anlatılmakta ve ozanın derdi belirtilmektedir. Bir Kırşehir türküsünde; “Kızılırmak etrafın dağmıdır Dört bir yanın lale sümbül bağmıdır Haber ver nerede Nuri’m sağmıdır Nuri’mi kenara çal Kızılırmak” diye Kızılırmak’ta sele kapılan bir delikanlı anlatılır. Yer şekilleri ve akarsuların yanında yapılan işleri anlatan türküler de bulunmaktadır. Çoban türkülerine örnek; “Çobanın elinde kaval Arkasında sürü davar Eğer davar susadıysa Bizim evde çifte pınar” denilir. Bir Denizli türküsünde; “Karabaş koyunu güde güde getirdim Getirdim de gabardıcın dibine yatırdım” denilir. Ağaç kesme işlerini anlatan türkümüz ise Karadeniz’den; “Katırıma yükledim Gürgen hartamasını Yarim nerden öğrendin Adam aldatmasını” der.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER