© Alevi Ocağı

YAVUZ SELİM’İN KAHİRE SEFERİ

YAVUZ SELİM’İN KAHİRE SEFERİ

ZEYNEL COŞAR yazdı… Yavuz Selim’in Mısır seferinde yaşananlar, hayli yürek dağlayıcıdır. Kaynaklara göre, Kahire’de Osmanlı ordusuna karşı evini barkını namusunu korumak için direniş yaptılar diye, Kıpçak Türk kadınları memelerinden çivilerle duvarlara çakarak öldürülmüştür. Dünya tarihinde bu kadar vahşi bir olay ne görülmüş ne de duyulmuştur. Bilindiği gibi asılları Kıpçak Türkleri olan Memlüklüler, Şah İsmail gibi Alevi değil Sünnilerdi. Bu ülkeye de savaş açan Yavuz, 24 Ağustos 1516 günü Memlük Sultanı Kansu Gavri ile Suriye-Mercidabık’ta yapılan savaşı kazanır. Kansu Gavri bu savaşta ölür. Halk ve ordu komutanları ölen sultanın yerine Gavri’nin çok sevilen yeğeni Tomanbay’ı padişah seçerler. O kış Şam ve Kudüs’te kalan Yavuz, Ocak ayında Sina çölünü geçerek Kahire yakınlarında Ridaniye’ye ulaşır. Tomanbay Komutasındaki Memluk ordusuyla 22 Ocak 1517 günü Ridaniye yapılan savaşında Memlük ordusu yenilir. Ama Tomanbay direnişe devam eder. Dağılan askerlerini toplayarak Kahire şehrine gelir. 27 Ocak günü yedi bin kişilik bir kuvvetle Kahire’ye girer. Çok sevilen Tomanbay’a başta kadınlar olmak üzere halk büyük destek vererek direnişe destek olurlar. Tomanbay komutasındaki birlikler ev halk Kahire içinde caddelerde ve sokaklarda barikatlar kurarak direnişi geliştirirler. Şehirdeki Osmanlı askerlerini saf dışı ederek caddelerde ve sokaklara hâkim olur. Bunun üzerine Osmanlı Ordusu bizzat Yavuz’un da katılımı ile ağır topçu atışı ve diğer güçlerle barikatları yıkmak için üç gün savaşır. Tomanbay, çok şiddetli topçu ateşine karşı dayanamaz arkadaşları ile kaçar ve Nil nehrinden karşıya geçerek yeniden direniş planlarını yapar. Bu üç dört günde Kahire’de sadece savaşan askerler değil sivil halka da direnişe katılır. Şehre zor bela hâkim olan Yavuz, bu sefer acımasız bir zulüm ve katliam uygular. Yavuz’un komutanlarından Canberdi Gazali şehirde direnişe katılan kadınları hedef alır. Kadınlarını toplayıp götürür, köle pazarında satar. Bu kadar zalimlik görülmüş değil. “…Tomanbay’la ittifak yapan ve direnen Arap kabilelerine ansızın baskın yapar. Onlardan bir kısmını öldürdü, kadın ve çocukları esir etti. Ve bunları Kahire’nin Rumeli çarşısında sattırdı.”( Suheyli vrk 34.a- Selahattin Tansel, Yavuz Sultan Selim, s.185) Yavuz Kahire direnişinde vatanını savunmak için üç dört gün süren çatışmalarda esir alınan 3 bin kadar insanı çadırı önünde tek tek öldürür. Sonra ki çatışmalarda yakaladıkları toplamı yaklaşık 8000 bin insan kılıçla başı kesilmiştir. Niçin? Ulema fetva verdiği için. Osmanlı kaynaklarından Lütfi Paşa ”ele geçirilen 4800 Memluk askeri Padişah’ın emriyle öldürüldü. Lütfi Paşa s.263,… Hoca Sadüddin “ol ma’reke de katlonunan eşkiye-yı Çerkeslerin adedi elli bin olduğu elsine-i cumhurda meşhurdur.” (Hoca Sadüddin c.5,s.360 -- Selahattin Tansel, Yavuz Sultan Selim. s.175) Niçin? Ulema fetva verdiği için. Hele kadınlara yapılan vahşet tüyler ürperticidir. Kahire kadınları kararlılıkla ev ev vatanını, namusunu ve şehrini savundular. Bunun bedelini ise canlı canlı memelerinden çivilerle duvarlara çakılarak ödemişlerdir. Selahattin Tansel bu acı durumu Yavuz Sultan Selim kitabında bizzat Osmanlı kaynaklarına dayanarak tek tek açıklar. “…424 nolu dip not: Evlere giren Osmanlı askerleri yukarıdan aşağıya bazı mühmelat atub (taş, kaynar su vb şeyler) o makule hıyanet ikdam eden (direnen) avretleri saçlarından sürükleyerek çıkardılar ve haneleri köşelerine memelerinden ahin mıhlara berdar olunup (mıhlara asılmış, çakılmış) cesetleri çürüyüb düşünceye nice eyyan (uzun süre) böyle asılı bıraktılar.” (Vakayi-i Sultan Bayezid ve Selim Han s.110 ,Selahattin Tansel, Yavuz Sultan Selim,s.174). Ridaniye’de 22 Ocak 1517 günü başlayan savaş, daha sonra şehirlerde, değişik yerlerde Tomanbay’ın yakalandığı 31 Mart 1517 gününe kadar sokak sokak, ev ev devam ediyor. Yakalanan Tomanbay Yavuz’un huzuruna getiriliyor. Yavuz, Tomanbay’a diyor ki “sana çağrı yaptım, niçin gelip teslim olmadın” der. Tomanbay, “Ben vatanımı savunmak zorundayım, elbet ki direneceğim. Sen Amcamı öldürdün. Halkım beni padişah seçti. Ben nasıl olur da halkımı bırakıp gelip sana teslim olayım! Böyle bir şey olur mu?” der. Tomanbay konuşmaya devam eder. “Hey Rum Padişahı! İstanbul’da Rum Diyarında kalkıp çölleri aşıp ne diye buralara kadar geldin? Bak ne kadar Müslüman evladını hiç yok yere katlettin, yurdumuzu yuvamızı dağıttın. Yarın mahşerde Allah’ın karşısında çıktığımızda ben bunun hesabını sana sormayacağım mı sanıyorsun?” diyor. Yavuz bu kararlı tavır karşısında duralıyor sonra “Ulema bana fetva verdi. Bende geldim” demiştir. Gerisini Selahattin Tansel’den okuyalım. “…Tomanbay dedi ki; Sultan Gavri’den sonra, ben istemediğim halde, bana arzum dışında verilen sultanlığın, vazifeleri icabındandır. Ben sadece bu icabı yerine getirdim. Fakat yarın Allah huzurunda hasımları (yani benimle sen) karşı karşıya gelip davaları görüldüğü vakit, siz bizim üzerimize neden yürüdüğünüzü ve “hasusen bir bölük İslam olavuz. Haremeyin-i Şerifeyn huddamalarından iken ve cürümü cinayesiz” olduğumuz halde ve askerlerimizin çoğu “huffaz-i kelamullah” olmasın rağmen, (Bizde Müslüman ve suçsuz günahsız insanlar olarak) kanlarımızın akıtılmasını helal kabul ederek top ve tüfeklerle bizi öldürme işini nasıl cevaplayacaksınız’ demiştir. Padişah bu sözler karşısında biraz susmuş ve sonra “Ben sizin üzerinize ulemanın verdiği fetvayla yürüdüm”demiştir.(Süheyli vrk,44a,Şükiri vrk 53 a, Hammer 4.c. s.222- Selahattin Tansel,age. s.188) Bütün bu zulümler ve korkunç katliamlar niçin oldu? Ulema fetva verdiği için.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER