YALANIN HÜKMÜ, GERÇEĞİN ÇERAĞI YANINCAYA KADARDIR!
YALANIN HÜKMÜ, GERÇEĞİN ÇERAĞI YANINCAYA KADARDIR!
Ajan-provokatör sitesi sürdürdüğü yayınlarla, Veliyettin H. Ulusoy ile yaptığı röportajın arkasında durduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, Ulusoy’un demecinin sonradan silinmesinin kendilerinden kaynaklanmadığı da ortaya çıkıyor. Bu anlamda, “adamlar işini yapıyor” gerisini ağızlarından çıkanları sahiplenemeyenler düşünsün, diyelim.Gerçi, her aldıkları demeci sunarken, Veliyettin H. Ulusoy’un isminin arkasında Hasan Doğan ismini de ekleme kurnazlıkları gözden kaçmıyor. Ama, bu saatten sonra, zaten Ulusoy’a tekzip alanı da bırakmadılar. Herkes kendi seçimlerinin sonucuna katlanmak zorundadır. Artık, kimsenin “yanında duran” yoldaşlarını yarı yolda bırakma, satma şansı yok!BİZ NE İSTİYORUZ?Alevi dilinden ve edebinden uzak yetişmiş, “kavgada her şey mübah” mantığı ile her türlü iftirayı, yalanı, küfürü hasım gördüklerine yöneltmekte zerre vicdani sorumluluk duymayanlar, bize “gerçek Alevilik” hakkında ahkâm kesiyor!Halbuki, Alevilerin aklıyla bu şekilde alay etmenin gideceği bir yer yok! En fazla, bir konuşmamızı, bir makalemizi okuyan herkes, bizim ne dediğimizi anlayabilir.Yalanın hükmü, gerçeğin çerağı yanıncaya kadardır!Biz ne dedik?Alevi geleneğinde, başlangıcından itibaren İslâm ile, Kur’an ile, Hz. Muhammed ile, Hz. Ali ile hiçbir zaman, hiçbir şekilde tartışma, çatışma, reddiye olmamıştır!Yalan mı?Aleviliğin varolduğu 700 senelik zaman diliminde tek bir karşı örnek var mı?Başka ne dedik?Alevilik ne Şiiliktir, ne de Sünniliktir. Alevilik kendisi bir yoldur! İslâm’ın özüyüz, iddiası da, kendi yol iddiasıdır. Sünni de, Şii de gerçek İslâm benim, der. Zaten bu iddiası olmayanın hayat hakkı da olmaz, cemaati de olmaz!Başka ne dedik?Alevi cemlerinde bazı dualar Arapça, bazıları ise Türkçe okunur! Ama, Fatiha her fırsatta okunur! Fatiha’sız Cem olmaz!Cemlere girmeyenler Alevilik konusunda ahkâm kesmeye çalışınca komik oluyorlar. Ama, her yürüttüğü Cem içinde defalarca Fatiha okuyan dedeler bu durumu hiç komik bulmuyorlar, bunu da söyleyeyim.Başka ne dedik?Cumhuriyet kuruluncaya kadar kimse “yalınayak başı kabak” gezemezdi! Benim gibi, köylerde yaşayan maraba kesimi hariç, tekkelerde ve kentlerde elbise ve kafaya geçirilen “şapka” zorunluluktu!Osmanlı devletinde, herkesin ne giyeceği önceden belirlenmişti ve o giysilerin dışında giysi giyenler cezalandırılırdı. Herkesin ait olduğu meslek, inanç, makam gibi özelliklerine göre giymesi gereken elbiseler belirlenmişti. Dolayısıyla, Alevilikte elbise ve tacın olmadığını iddia edenler YALAN SÖYLÜYORLAR!Cumhuriyet Devrimi ile bu tür elbise giyimi zorunluluğu kaldırıldı. Buna Kıyafet Devrimi diyoruz. İlk okulda bile öğretilen Cumhuriyet Devrimleri derslerinden kaytarmış bir topluluğun yalanlarını yüzlerine vurmak benim de hoşuma gitmiyor. Ama, mecburen anlatmak zorundayız.Ayrıca, Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması Hakkındaki Kanun ile de dini semboller içeren kıyafetler giyilmesi YASAKLANDI! Dolayısıyla, takım elbiseli, kravatlı, fötr şapkalı dedeler bu yasal düzenlemelerden sonra ortaya çıktı. O dönemde, kırsal alanda kimsenin takım elbise, kravat ve fötr şapka kullanmadığını düşünürseniz, aslında dedelerin, bu kıyafetlerle yine toplumda farklılık yarattıklarını, yani ayırtedici kıyafet giydiklerini anlarsınız!DERVİŞİN FİKRİ YA DA AKIM DERKEN...Ajan provokatör siteye demeç veren Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Genel Başkanı Nevin Kamilağaoğlu, tartışmaları sonlandıracak ifadeler kullanmış. Kendisine öncelikle teşekkür ediyorum.AABK Eşit Başkanı Kamilağaoğlu diyor ki; “Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğunu kabul etmiyorlar. Onlara göre Alevilik İslam’ın içerisinde görülüyor.”Aynen, öyledir. Doğru tespit!AABK Eşit Başkanı Kamilağaoğlu devamla, “Özellikle özdeşleştirmeye çalışıyorlar. Aleviliğin İslam’ın özü olduğuna dair ideolojiyi, düşünceyi savunan Aleviler aracılığıyla da bu söylemleri yapıyorlar.” demiş.Her ne kadar, kendisi “ideoloji kurbanı” olduğu için yanlış tanımlayarak, Alevilik İslam’ın özüdür, önermesini “ideoloji, düşünce” olarak ifade etse de, anlatmak istediği, Alevilerin içerisinde Aleviliği İslam’ın özü olarak tanımlayanların varlığıdır ve doğrudur.Kamilağaoğlu, asıl bombayı sona saklamış: “Açık açık şunu söylüyorlar: Alevilik İslam içerisindedir, Kuran da bizim Kuranımızdır. Kuran içindeki sureler de bizim surelerimizdir gibi bir sürü saçma sapan düşünceler ileri süren ve bu düşüncelerini de basın açıklamalarında ifade eden bir güruh.”!AABK Eşit Başkanı Kamilağaoğlu konuyu şöyle kapatmış: “Alevilik, İslam’ın hiçbir yerine sığdıramayacakları kadar çok derin kökleri olan bir inançtır.”Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Genel Başkanı Nevin Kamilağaoğlu’nu buradan açık teşekkürlerimi gönderiyorum.Çünkü, biz bunları mı savunuyorsunuz, diye sorduğumuzda birisi susuyor ve el altından kullanabileceği dedeleri “biz Hak Muhammed Ali” yolundayız, diye konuşturuyor, diğer eşit başkan ise, alışkanlıkla “valla yalan, biz böyle bir şey demedik, hep AKP’nin oyunu” diye sıvışıyordu!Şimdi, Sayın AABK Eşit Başkanı Kamilağaoğlu sayesinde öğrendik ki, evet arkadaşlar kendilerini İslam-dışı tanımlıyormuş. Yani, Ali’siz Alevilik eleştirisi de iftira değilmiş!Hay, seni konuşturan o yüce Yaradan’a kurban olayım!Bunun altına sayfalarca yazılabilir, şimdiye kadar kamuoyu ile paylaşılan yalan ifadelerden örnekler verilebilir vs.Ben sadece bir cümle yazıp, bırakacağım. Gerisini, kavgaya yanlış ittifaklarla girenler düşünsün:Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.