Kazım Balaban yazdı…Basında, kamuoyunda, çeşitli yayın organlarında ve bir çok toplantıda
Aleviler adına konuşan bazı yöneticiler şu görüşleri ileri sürmektedirler.
- Alevilik bir kültürdür.
- Alevilik bir yaşam biçimi
- Alevilik bir felsefedir.
- Alevilik özgün bir inançtır.
- Alevilerin Ali’si Mekke’li Ali değildi,
- Alevilik İslam’ın dışındadır.
- Alevilerin Ali ile alakası yoktur.
- Alevilik bir takiyye inançtır.
Ve daha neler neler... Alevilik elbette bir
kültür, bir
felsefe, bir
yaşam biçimidir. Ama Alevilik ayrıca bir
inançtır da. Alevilik hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak biçimde
Hakk Muhammed Ali yoludur. Alevi inancı
4 Kapı ve 40 Makam üzerine yorumlanır. Alevilik ilk
3 Kapıda (
Şeriat, Tarikat ve Marifet kapısında) İslamın özüdür.
4. Kapı olan
Hakikat Kapısında ise evrenseldir. Ezelden,
evrenin var oluşundan itibaren (
Kalü Bela) vardır. Tüm
güzelliklerin devamıdır. Nerede
Hakk varsa Alevilik O’dur.Alevi
seyitleri, dergâhları ve bunlara bağlı olan
Alevi canlar, bunları söyleyen kişilerin önce
bilgibirikimlerinin az olduğunu, bu yüzden
yanıldıklarını var sayarak bu
makyavelist anlayışları
yüzlerceörnek ile çürüttüler. Bu şahıslar her nedense
bir türlü bunu anlamak istemediler.
Destur almadan,
İrşat olamadıkları alanlarda bu şekilde konuşup durdular. Ve elbette Aleviliği kendi yanlışlıklarına
alet etmek istedikleri için Alevileri
fena halde yaraladılar.Bu
makyavelist kesimden şimdi
yeni bazı açıklamalar daha gelmeye başladı.
- “Aleviler, İslam dinine inanmadıkları halde, İslam dininin bazı değerlerine inanıyormuş gibi görünerek Takiyye yapmışlar”dı.
- “Hz. Ali’nin Alevilikle alakası yoktur”,
- “Artık Alevilerin Yezit’e lanet okumamaları gerekir”muş.
Böylece tüm Alevi
ozanlarına, dergâhlarına, ocaklarına, seyyitlerine ve onların yol taliplerine ağır hakaretler edilmiş oldu.
Hz. Ali’nin güzel bir sözü vardır. “
Yol cümleden uludur” buyurmuşlardır. Bu tür sözler, bir zamanlar verdiği fetvalarda “
... Kızılbaşlar (Aleviler) Cem adını verdikleri ayinlerinde mum söndürüyor, bunlar anayı, bacıyı tanımıyorlar, Bunlar İslam dinine inanmazlar’’ diye iftiralar atarak Alevilere yönelik katliamlara davetiye çıkaran
Ebu Suud Efendi’nin sözlerine benziyor. Görülüyor ki bu tür beyanlarda bulunanlarla
aynı amaca hizmet etmeye başladılar. Aleviler yaşanılan tarihte
Ebu Suud Efendilerden ve bilerek yada bilmeyerek onlarla aynı görüşleri savununlardan çok çektiler. Bu vesile ile bu tür yanlış söylemlere karşı durmak artık
Alevi inancının bir gereği haline geldi.Peygamberimiz
Hz. Muhammed, 23 Şubat 632’de
Gadirhum’da, rivayetlere göre
80 bini kişiye, tarihi
Veda Hutbesini okudu.
Hz. Muhammed, ümmetine seslenerek
iki emanet tavsiye etti.
1- Allahın kelamı Kur’an-ı Kerim,
2- Ehl-i Beyt’i.Hz. Muhammed şöyle dedi.
“Kur’an ve Ehl-i Beytime ipine
sım sıkı sarılın
. Kevser Havuzunda her iki
emanet bir birinden ayrılmadan
bana ulaşacaktır
. Ehl-i Beyt’im, Nuh’un gemisi gibidir
. Gemiye
binenler kurtuldular
, binmeyenler
helak oldular”.
(Ehl-i Beyt, Hz. Muhammed’in ailesi demektir ve
1- Hz. Muhammed, 2- İmam Ali, 3- Ana Fatma, 4- İmam Hasan ve 5- İmam Hüseyin olmak üzere toplam
5 kişidirler).Şimdi Kur’an-ı Kerim de
Ehli Beyt hakkında inen ayetlere bir göz atalım.
- Tathir Ayeti: ‘’Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt’ten her çeşit pislik ve kötülüğü giderip sizi tertemiz kılmak ister” (Ahzab: 33)
- Meveddet Ayeti: “(Ey Peygamber! Müslümanlara) De ki: Sizden tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum; istediğim, ancak yakınlarıma (Ehl-i Beytime) sevgidir.” (Şûra: 23)
- Mübahele Ayeti: “(Ey Peygamber!) Sana gelen bilgiden sonra, kim seninle bu hususta tartışacak olursa, de ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra Allah’ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.” (Âl-i İmran: 61)
- Salâvat (Salât) Ayeti: “Şüphe yok ki Allah ve melekleri Peygamber’e salât (rahmet) ederler. Ey inananlar, siz de ona salât edin ve tam teslimiyetle ona selâm verin.” (Ahzap: 56)
- “(Ey Peygamber! Müslümanlara) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da siz sevsin.” (Âl-i İmran: 31)
- “... Ve ona (Peygamber’e) uyun ki doğru yolu bulmuş olasınız.” (A’raf: 158)
- “Onun (Peygamber’in) emrine aykırı hareket edenler, Allah’ın azabından sakınsınlar.” (Nur: 63)
- “(Ey Müslümanlar!) Andolsun ki, Allah’ın Resulü’nde sizin için uyulacak güzel bir örnek var. (O, sizin için en güzel örnektir) “. (Ahzab: 21)
Bir d
e Hz. Ali hakkında inen ayetlere bir göz atalım.
- Velâyet Ayeti : “Sizin veliniz, ancak Allah, O’nun Resulü ve zikir ederken rüku halinde zekat veren müminlerdir. Kim Allah’ı, O’nun Resulü’nü ve sözü edilen müminleri veli edinirse, hiç şüphesiz, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır.”(Maide: 55-56)
- Tebliğ Ayeti : “Ey Peygamber, Rabbinden sana indirilen emri insanlara ilet. Eğer yapmazsan, O’nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur...”(Maide: 67)
- “(Ey Peygamber!) Sen ancak bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderi vardır.” (Ra’d: 7)
- “İman etmiş olan kimse, yoldan çıkmış olan kimse gibi olur mu hiç? Elbette bir olmazlar”. (Secde: 18)
- “Acaba Rabbinden apaçık bir delile sahip bulunan, onu yine ondan bir şahit izleyen (...) kimse mi (yalanlanacak)?”(Hûd: 17)
- “... şüphesiz ki Allah onun (Peygamber’in) dostudur, Cebrail ve müminlerin salihi..” (Tahrim: 4)
- “Belleyip kavrayan kulak da onu bellesin.” (Hakka: 12)
- “Şüphe yok ki Rahman, iman edenler ve iyi işlerde bulunanlara karşı (gönüllerde) bir sevgi bırakacaktır.” (Meryem: 96)
- “İman edenler ve iyi işlerde bulunanlarsa, işte onlardır yaratılmışların en hayırlıları.” (Beyyine: 7)
- Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz?...” Tevbe: 19)
- “Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir” (Saffat: 24)
- “Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız” “(Zuhruf: 41)
- “Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.” (Tekasür: 8)
- “Allah gönüllerinde hastalık olanların kinlerini hiç meydana çıkarmayacak mı sandılar, dileseydik biz sana onları gösterirdik, sen de onları yüzlerinden tanırdın, ant olsun ki sen onları sözlerinden tanırdın” (Muhammed: 29-30)
- “Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun”. (Nahl: 43)
- “Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz”. (Enbiya: 7)
- “De ki: Hak geldi, batıl yıkıldı, batıl zaten yıkılacaktı” (İsra: 81)
- “İman edip de salih ameller işleyenler yaratılmışların en hayırlısıdır”. (Beyyine: 7)
- “Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk (Kalü belâ), dediler”. (Araf: 172)
- “Ve aralarında bir müezzin (münadi), Allahın laneti yalancıların üzerine olsun diye bağırır.(Araf: 44)
- “Önde geçenler, öne geçmişlerdir” (Vakia: 10)
- “Senden önceki peygamberlere sor” (Zuhruf: 45)
- “Aralarında perde vardır, Araf’ın üzerinde onları yüzlerinden tanıyan adamlar vardır.” (Araf: 46)
- “De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah ve yanında kitabın ilmi bulunan yeter” (Ra’d: 43)
- “Allah müminlere kifayet etti” (Ahzap: 25)
- “Mallarını gece, gündüz, gizli ve açıkta harcayanlar yok mu, onların ödülleri Rableri yanındadır, onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar” (Bakara: 274).
- “Onlar birbirlerine neyi soruyorlar, o büyük haberi mi, onda ihtilafa düşmüşlerdir.” (Nebe: 1, 2, 3).
- “Velayet hak olan Allah içindir.” (Kehf: 44),
Yukarıda zikredilen ayetler çeşitli zamanlarda,
Hz. Ali için indiği geniş
kaynaklar gösterilerek belirlenen ayetlerdir. Durum böyle iken bir insanın kalkıp Alevilikte
Hz. Ali’yi red etmesi o kişinin iflah olmayan
Makyavelist kişiliğinden kaynaklanıyor olmalı.Yakın zamana kadar bu açıklamaları yapan kişilere ‘
’Modern Hariciler’’ deniliyordu. Ancak bu görüş artık geçerliliğini yitirdi. Tarihe baktığımızda
26 Temmuz 657 yılında
Sıfffeyn’de,
Muaviye ile savaşan
Hz. Ali tam savaşı kazanacağı sırada, Hz. Ali’nin taraftarları içinden çıkan ve kendilerine
Hariciler diyen bir gurup,
savaşın çıkmasına sebep oldukları bahanesi ile hem
Hz.
Ali’yi, hem
Muaviye’yi ve hem de
Amr ibni As isimli şahsı ortadan kaldırmayı planlamış ve netice de Hz. Ali’yi,
İbni Mülcem adlı kişiye şehit ettirmişlerdi.
Muaviye ise yaralı kurtulmuş ve İslam dininin başına bela olan
Emevi devletini kurmuştur. Muaviye’nin oğlu
Yezit ise
10 Ekim 680 (10 Muharrem) tarihinde Hz. Ali’nin oğlu
Hz. Hüseyin’iKerbelâ’da şehit ederek
Emevi zulmünü zirveye çıkarmıştı.
Yezit’(ler)in insanlığa yaptığı zulüm ise,
Harici zulmünü kat kat aşan örneklerle doludur.Yezit’in dedesi
Ebu Süfyan, Mekke’den hicret etmek zorunda bırakılan Hz. Hüseyin’in dedesi
Hz.
Muhammed’e, Bedir’de (
13 Mart 624), Uhud’da (
25 Mart 625) ve Hendek’te
(627) savaş açmıştır. Babası
Muaviye 26 Temmuz 657’de
Sıffeyn’de Hz. Hüseyin’in babası
Hz. Ali ile savaşmıştır.
Muaviye ayrıca Hz. Ali’nin diğer oğlu
Hz. Hasan’ı da zehirleterek şehit etmiştir. Yezit ise,
Hz. Hüseyin’i Kerbelâ’da şehit ederken, kendisinden sonra gelen diğer
Emevi halifeleri de, Hz. Muhammed’in soyundan gelen diğer
İmam’larla birlikte,
uluları, aydınları, mazlum halkı tarihte örneğine az raslanılan bir zulüm ile katletmişlerdir.
Emevi zulmü öyle hazin noktalara varır ki, örneğin
Türk bölgelerine uzanan bu zulmün temsilcileri ‘
’İnsan kanı ile değirmen taşı döndermek ve buğday öğütmek’’ için bir günde
180 bin kişiyi değirmen kanalında keserek
kanları ile değirmen taşı dönderirler. İşgal edilen bazı şehirlere giriş töreni için sadece
zevk alınmak için
23 km. yol, 5 metre aralıklarla kurulan darağaçlarından sallanan
insan cesetleri ile süslenir. Tarih sayfaları insanın tüylerini
diken diken eden bu zulmün
işkence ve
ibret verici örnekleri ile doludur.Bazı makyavelistlerin‘
’Aleviler lanet okumaktan vaz geçmeli’’ dediği işte bu zulümdür. Bu zulmün mimarıdır. Yezit’e lanet okumak
mazlumun ve haklının yanında yer almak demektir. İşgalci, katliamcı Yezit’e
direnmek demektir. Haksızlığı kınamak,
adaleti savunmak demektir.Bu yüzden de Aleviler Cem’lerin de
Hakk Muhammed Ali adına deyişler okur,
Semah dönerler. Hz. Muhammed ve İmamlara
rahmet okurken, Yezit’e
lanet okurlar. Onun ismi her anıldığında ‘
’Yüz bin defa lanet olsun’’ derler.
Hz. Muhammed bir hadislerinde şöyle buyururlar. "
Ali’yi anmak ibadettir’’Hz. Ali’yi anmak
ibadet olduğu gibi, Cem bir
ibadet ayini olduğu için
Cem’lerdeYezit’i lanetlemek ise, Aleviler için
ayrıca bir
ibadettir. Yezit,
talanın, zulmün, katliamın, ayrıca da bir
simgesidir. Onu lanetlemek için
Alevi olmak gerekmez,
sadece insanolmak yeterlidir. Kendisine
insanım diyen kişiler,
Yezit ve Yezitleri korumaz, sadece ve sadece onları lanetlerler.
MuhabbetlerimleKazim Balaban
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.