ALEVİLER ANARŞİYE PAPUÇ BIRAKMAZ!

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulduğu günden beri başta PKK ve Avrupa özellikle Alman Emperyalistlerinin denetiminde kurulmuş olan sözde bazı dernek ve vakıflar düşmanca saldırıya başladılar.

Daha sonra esas olarak PKK tarafından yürütülen bu karalama, kafa karıştırma, bozguncu operasyona, Halk TV başta olmak üzere, CHP içindeki bazı milletvekilleri de katılmaya başladılar.

Neymiş efendim “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bir AKP yan kuruluşudur. AKP bu kurumla Alevileri asimile edecek, Sünnileştirecektir”!

O da yetmedi,  bu sefer Ali Rıza Özdemir’in başkanlığa atanmasının sonra da “Aleviler Şiileştirilecekmiş” diye üst perdeden saldırıyı azgınlaştırdıar.

Osmanlıyı boş verelim, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde aklı başında ki herkes, “Yahu arkadaş devlet Sünni vatandaşlar için din hizmetlerini düzenli ve sürekli alması için Diyanet İşleri Başkanlığını kurup beş bakanlığın bütçesinden daha fazla para ayırıyor. İyi de, şu Aleviler de vatandaş değil mi? Onlara da hizmet edecek bir kurum neden kurulmuyorsunuz?” diye sorup durdular.

Gün geldi, AKP Hükümeti böyle bir kurum kurdu. Kötü mü yaptı? Devlet Alevilere “Al senin dini ihtiyacını görecek, Cemevlerinin bakım, onarım, yeni cemevi  inşası, kentteki imar planlarında yeri olacak şekilde düzenlemeler içeren  kanuni haklarını verdim. Buyrun yapın” dedi.

Kötü mü oldu? İyi oldu.

Aleviler açısından tarihi bir başarı ve anlamlı bir adım atılmış oldu.

Şimdi, bu andan itibaren aklı başında ki her Alevi, bu kurumun gelişmesi, tecrübeler kazanması, büyüyüp güçlenmesi Alevi kitlesini kucaklayacak becerileri göstermesini istemez mi? Elbette ister.

Kuruluş Kanunu çıktıktan sonra ilk kez göreve başlayan bu Başkanlık daha emekleme döneminde.

Geçmişinde yaşanmış bir tecrübesi yok. Elbette ki, iş yaparken eksikleri kusurları olacaktır. Bu son derece normal bir şeydir.

Alevi önderleri, Dede ve Pirleri bu yaşanan pratikleri ve işleri oturup yöneticilerle tartışır, daha iyisi nasıl olabilir diyerek, doğrusunu bulup daha ileri pratikleri, kurumları inşa ede ede yola devam etmeleri milyonlarca Alevi yurttaşın beklentisidir.

Ama yok! Aleviler bir düzene, bir huzura kavuşmasın. Kurumlaşmasın. Kargaşa olsun, kavga olsun ANARŞİ OLSUN İSTİYORLAR!

Bu mantıkla hareket eden bazı çevreler ve kişiler bir düşman kurumu gibi, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na hücum üstüne hücum ediyorlar!

Alevi kitlesi olarak üzgünüz. Yazık yahu, biz adam gibi bir işi yapamayacak mıyız?

Niye bu anlamsız ve kötü niyetli kişilerin yarattığı kargaşayı izliyoruz?

Basına bakıyoruz; bu ihaneti ta başından beri PKK yapıyor.

O çok “normal” birşey.

O ihanet örgütü Alevilerin tarihi ve inanç önderi, Piri, Mürşidi, Şah-ı Merdan Ali’sine, “Alisiz Alevilik” diye saldıran güç değil midir?

Alevilere karşı en hayasız ihaneti ve asimilasyonları yapan bu bölücü terör örgütü değil mi?

Alevileri Alisiz, Peygambersiz, kitapsız, Kuran’sız , On İki İmamsız, Horasan’sız, Şah İsmail’siz bırakmak için onlarca yıldır yalan söylemediler mi?

Alevi gençliğinin kafasını karıştırıp durdular.

Atatürk’e de en azılı düşman olan, Lozan’a düşmanlık yapan, Vatanımızı bölmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen bu ihanet örgütünden her şey beklenir.

Onlar tarihin en acımasız Alevi düşmanı İdris-i Bitlisi’nin yolundan gidenlerdir.

Bu yüzden Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na düşman olmalarını anlarız da, o ihanet hareketine ortak olup, PKK ile aynı dili, aynı cümleleri kurarak saldıran bazı CHP milletvekillerine, bazı Alevi önderi olarak bilinenler ve akademik kariyeri olanlara, Halk TV’ye ne demeli?

Bu saydığım güç ve çevreler içine düştükleri yanlıştan vazgeçmelidir. Eleştirileri varsa, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı orada, gitsin sorsun araştırsın eleştirsinler.

Şu çok açık bir gerçektir ki, bu kötü niyetli saldırıyı yapanlar, Alevi kitlelerini anarşi içine sürüklemek,  bölüp parçalamak istiyorlar.

Tarihin birçok acısını çekmiş olan Aleviler; başını PKK'nın çektiği bu karanlık, ihanetçi anarşi ortamına düşmemeliler.

Yanlış varsa arkadaşça, dostça eleştirip fikirlerini, taleplerini Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na iletip, takibini yapıp düzeltmesini sağlamalılar.

İdris-i Bitlisi çömezi ihanet örgütünün söylem ve tamamı gerçek dışı psikolojik savaş silahlarıyla konuşmayı bırakmalıdırlar.